🦎 Rüyada Elin Kesilmesi Kan Akması
PaaynS. Türkiye'den ve Dünya’dan son dakika haberler, köşe yazıları, magazinden siyasete, spordan seyahate bütün konuların tek adresi Sontakvim platformunda; haber içerikleri kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz. Aykırı işlem yapan kişi/kişiler için yasal başvuru hakkı saklı tutulmaktadır. Sontakvim'i tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. BÜLTEN ABONELİĞİ Bu web sitesinden haber ve ebülten almak istiyorum BİZİ TAKİP ET son dakika haberleri, magazin haberleri, spor haberlerini, güncel gündem haberlerini hızlı bir şekilde değerli kullanıcılarımıza iletir. Çerezler ile ilgili bilgi için Çerez Politikamızı ziyaret edebilirsiniz.
Rüyada elinin kesilip kanadığını görmek hayata karşı bakışının olumlu yönde değişeceğine, sadece iş hayatı değil, iş ve okul hayatında da büyük başarılar kazanılacağına, zenginlik kazanacağına, hanesinde huzur ve mutluluğun hâkim olacağına, uzun yıllardan beri istediği bir şeye çok yakın bir zaman içinde çok sıkıntı çekmeden sahip olacağına, kendisi için uygun olduğunu düşündüğü bir çalışmaya çok sevdiği bir kişi ile birlikte gireceğine, çok büyük ve kazançlı işlere girileceğine, bu işlerden kazanılacak para ile yeni çalışmalar gerçekleştirileceğine ve bu sayede tüm sıkıntılardan ve sorunlardan kurtulacağına, saydığı ve tanıdığı biri olacağına, kazancı ile ailesini çok rahat şekilde geçindirebileceği gibi çevresindeki pek çok kişiye de faydalı olacağına, sektörde ve pazarda önemli bir yer edineceğine yorulur. Bazı konularda tatmin olmamış kişiler sizi tartışmalı ortamlara çekebilirler. Rüyada elinin kesilip kanadığını görmek böylece kendisini işine ve ailesine daha çok vereceğine, sevgilinizle ilişkinizi bir basamak yükselteceğinize alamet etmektedir. Rüyada parmağının kesildiğini ve kanadığını görmek iş hayatı içerisinde insanlara vefa gösterileceğine, eskiden olduğu gibi iyi haline gelebilmek için elinden gelen çabayı göstereceğine delalettir. Rüyada elin kanadığını görmek kısmetinin kendinden yana olacağına, yüzünün güleceğine, sevilen ve iş hayatında sözüne güvenilen bir kişi olunacağına alamet eder. Rüyada başkasının elinin kanadığını görmek sorunların kısa süre içinde çözüme ulaşacağına ve her adımda daha büyük başarılar ve kazanç elde edileceğine, atılan adımlar sayesinde çok büyük başarılar ve kazançlar elde edileceğine, hayal edilen ve üzerinde çok düşünülen bir işin hayırlı gelişmelere vesile olacağına delalet etmektedir. Rüyada elini kanadığını görmek yaşamının lüks, konforlu ve rahat hale geleceğine, sağduyusu, yeteneği, sakinliği ve zekâsı ile hayatındaki dezavantajları dahi avantaja dönüştürmeyi başaracağına işarettir. Rüyada birinin elinin kanadığını görmek sevinçli ve müjdeli haberler alınacağına, maddi ve manevi olarak rahat edileceğine, sorunlarının azalmayarak her geçen gün daha fazla çoğalacağına delalettir. Rüyada ellerinin kanadığını görmek eşsiz ve güzel duyguların kendisine hediye edileceğine, uzun bir zaman boyunca borç içinde olacağına inanılır. Rüyada elinin üstünün kesildiğini görmek yardıma muhtaç insanların yardım göreceğine, iyi zamanlar geçireceğine rivayet etmektedir. Hayırlı Paylaş, Hayırlı Çıksın Bu web sitesi, size en iyi deneyimi sunabilmek için çerezler kullanır. Daha fazla bilgi için Gizlilik Politikası
Burun kanaması, el kesilmesi orucu bozar mı? sorusunun yanıtını araştıranlar bu habere dikkat! Ramazan ayında oruç tutan vatandaşlar, 'Vücuttan kan akmasının orucu bozup bozmayacağını araştırıyor?' İşte tüm detaylar... Oruçluyken burun kanaması, el kesilmesi orucu bozuyor mu? sorusunun yanıtını araştıranlar bu habere dikkat! Ramazan ayında oruç tutmak isteyenler Google'da 'Burun kanaması, el kesilmesi, vücuttan kan akması bozar mı bozmaz mı sorusunun yanıtını merakla araştırıyor. İşte orucu bozan durumlar ve daha fazlası... EL KESİLMESİ, BURUN KANAMASI ORUCU BOZAR MI? "Allah, hiç kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez. Herkesin kazandığı iyilik lehine ve işlediği kötülük ise aleyhinedir! Rabbimiz, eğer unuttuk veya hata yaptıysak, bizi hesaba çekme."Bakara Sûresi 286 Ancak, kanın boğaza kaçmadan ağızdan dışarı atılması gibi bir durum mümkünse ve bu durum bilinçli olarak uygulanmamışsa, oruç bozulabilir. Mideye kan gitmesi durumu orucu bozabilmektedir. İç huzursuzluk yaşanması durumunda Ramazan'ın hemen ardından kaza orucu tutulabilir. İĞNE YAPTIRINCA ORUÇ BOZULUR MU? İğnenin orucu bozup bozmayacağı, kullanılış amacına göre değerlendirilebilir. Ağrıyı dindirmek, tedavi etmek, vücudun direncini artırmak, gıda vermek gibi amaçlarla enjeksiyon yapılmaktadır. Gıda ve keyif verici olmayan enjeksiyonlar, yemek ve içmek anlamına gelmediklerinden orucu bozmazlar. Ancak gıda ve/veya keyif verici enjeksiyonlar orucu bozar. Hastaya serum veya kan verilmesi de, aynı hükme tabidir. Oruç; yemek, içmek, cinsel ilişki ve bunların kapsamına giren şeylerle bozulur. Bu sebeple, besin değeri taşımayan aşılar orucu tedavi sürecinde olan hastaların oruç tutmamalarına ruhsat vermektedir. Bu nedenle, tedavisi devam eden hastalar, sağlıklarına kavuşup, tedavileri sona erinceye kadar oruçlarını erteleyebilirler. Bununla birlikte, Ramazan ayında herkesle birlikte oruca devam etmeyi arzu ediyor ve oruç tutmalarına da başka bir engel yoksa iğnelerini iftardan sonra yaptırmaları yerinde olur. Bu imk,na sahip olmayanlar, tedavi ve aşı amaçlı iğne yaptırabilirler. Ancak, oruçlu iken gıda ve vitamin iğneleri yaptırmak, damardan serum ve kan verilenlerin orucu bozulur. Daha sonra bu oruç kaza bir kimsenin morfinli veya morfinsiz olarak dişlerini tedavi ettirmesi veya çektirmesi orucu bozmaz. Ancak tedavi esnasında, kan veya tedavide kullanılan maddelerden herhangi bir şeyin yutulması ise, orucu bozar. KAN VERMEK ORUÇ BOZAR MI?Kan vermenin orucu bozup bozmayacağı konusunda, Hz. Peygamber'den rivayet edilen "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" Ebû D,vûd, "Sıyam", 28 hadisinden hareketle bazı İsl,m bilginleri kan vermekle orucun bozulacağını söylemişlerdir. Din bilginlerinin çoğunluğu ise, Hz. Peygamber'in oruçlu iken hacamat olduğuna dair rivayeti Buh,rî, "Savm", 32; Ebû D,vûd, "Sıyam", 29 esas alarak kan vermenin orucu bozmayacağını söylemişlerdir. Bu iki hadis ve diğer rivayetler birlikte değerlendirildiğinde, "Hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulur" hadisinin "hacamat yapanın ve yaptıranın orucu bozulma tehlikesiyle karşı karşıyadır." eklinde anlaşılmalıdır. Zira hacamat yapan kişi emerek kanı aldığı için boğazına kan kaçma ihtimali, hacamat yaptıranın ise zayıf düşeceğinden yeme içme zorunda kalma ihtimali bulunmaktadır. Nitekim Enes b. Malik de, hacamat yaptırmanın oruçluyu zayıf düşüreceğinden dolay hoş karşılanmadığını söylemiştir. Buh,rî, "Savm", 32 Bu itibarla, oruçlu iken kan vermek orucu bozmaz Bazı kesimlerin "kan bağışının orucu bozduğu'' yönünde yanlış bilgi sahibi olduğunu, bu nedenle kan bankalarındaki stokların azaldığını ve bazı kan gruplarının temininde güçlük yaşanabildiğini ifade edenTrabzon Müftüsü Veysel Çakı, "Kan vermek orucu bozmaz, acil durumlarda iftar beklenmeden kan verilebilir. Acil durum olmasa bile kan vermek isteyen vatandaşlarımız oruçluyken ilgili merkezlere kan bağışında bulunabilirler. Bunun dinen bir sakıncası bulunmamaktadır'' diye konuştu. Orucun vücuda "kan veya dışarıdan besleyici, güçlendirici herhangi bir madde verildiğinde" bozulabileceğini dile getiren Çakı, "Kan, makine yardımıyla trombosit ya da çeşitli hücreleri alınıp tekrar alınan kişiye geri veriliyorsa o zaman oruç bozulur'' dedi. Kan aldırmak orucu bozmaz. Nitekim Hz. Peygamber, ihramlı iken ve oruçlu bulunduğu sırada kan aldırmıştır Buharî, "Tıb", 11, "Sayd", 11, "Savm", 22. Ayrıca Hz. Peygamber "Üç şey vardır orucu bozmaz Kan aldırmak, kusmak, ihtilam olmak" Tirmizi, "Savm", 24 buyurmuştur. KUSMAK ORUCU BOZAR MI? Ağız dolusu kusmak, biri kendiliğinden gelen, diğeri de isteyerek olmak üzere iki şekilde meydana gelmektedir. Bir hastalıktan dolayı ağız dolusu olarak kendiliğinden gelen kusuntu kendi kendine içeri giderse ittifakla oruç bozulmaz. Fakat, kişinin kendi isteğiyle içeri çekilirse İmam Muhammed'e göre oruç bozulur, İmam Ebû Yusuf'a göre bozulmaz."Kim kendiliğinden kusacak olursa, üzerine kaza gerekmez. Kim de isteyerek kusarsa orucunu kaza etsin."Ebu Davud, Savm 32; Tirmizî, Savm 25; İbni Mace, Savm 16Kişinin kendi zorlamasıyla gelen ağız dolusu kusuntu orucu bozar. Çünkü, bu durumda iken az çok tekrar mideye bir şeyler gider. Bu şekilde bozulan bir orucun sadece kazası gerekir. Fakat, ağız dolusundan az olup tekrar kendiliğinden içeri giderse İmam Muhammed'e göre orucu bozar, İmam Ebû Yusuf'a göre bozmaz. İnsanın kendi isteğiyle içeri giderse her iki imama göre oruç zorlamasıyla gelen kusuntu veya kendiliğinden geldiği halde kusuntunun bir kısmı insanın kendi isteğiyle içeri girerse ve insan bu hareketiyle orucunun bozulduğunu bilir ve bir şeyler yiyip içerse bundan sadece kaza itibariyle bir hata eseri olarak oruç bozulunca hiçbir şey yiyip içmeden iftara kadar beklemek vaciptir. Bir hata sonucu bozulan oruçtan sonra kusmada olduğu gibi yeyip içmek s,dece kaz,yı icap ettirir, keff,reti gerektirmez. İstemeyerek kusmak ağız dolusu bile olsa orucu bozmaz. ORUCU BOZAN DURUMLAR NELERDİR? Peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur "Bir kimse oruçlu olduğunu unutarak yer, içerse orucunu tamamlasın, sakın bozmasın. Çünkü onu, Allah yedirmiş, içirmiştir." Unutarak yeyip içerken oruçlu olduğunu hatırlarsa hemen ağzını boşaltıp yıkar ve oruca devam eder. Oruçlu olduğunu hatırladıktan sonra boğazından aşağıya bir şey geçerse orucu bozulur. Bir kimse unutarak yiyen bir oruçluyu gördüğünde eğer güçlü kuvvetli olup dayanabilen bir kişi ise, oruçlu olduğunu kendisine hatırlatır, zayıf ve güçsüz bir kişi ise hatırlatmaz. Bir suya dalıp kulağına su kaçmak, kendi isteği olmayarak boğazına toz ve Duman girmek, kendi isteği olmayarak kusmak, kendiliğinden içeriden gelen kusuntusu yine kendiliğinden içeriye gitmek, uyurken ihtilam olmak, dokunma ve öpme olmadan sadece bakmak ve düşünmek sebebiyle boşalmak, karısını sadece öpmek, geceleyin cünüp olduğu halde sabaha kadar yıkanmayı gündüz yıkanmak, dişleri arasında sahur yemeğinden kalan nohut miktarından az olan kırıntıyı yutmak, ağızdaki tükürüğü yutmak, ağzına gelen balgamı yutmak, kafasından burnuma gelen akıntıyı içine çekip yutmak, ağzına aldığı ilacın tadı boğazına varmak, erkeğin tenasül organına ilaç veya su akıtmak, göze ilaç damlatmak, kan aldırmak, gözlerine sürme çekmek gibi durumlar orucu bozmaz. Orucu bozan şeyler Dinde reformcular, Kolaylaştırın, güçleştirmeyin hadisini, Abdest alırken ağza bulaşan su orucu bozmadığı gibi, ağza sıkılan ilaçlı sprey de orucu bozmaz. Burun damlası da içeri girse bile bozmaz. İğne veya serumla ilaç vermek, makattan ve vajinadan fitil kullanmak, dilaltı hapını emmek ve kulağa damlatılan ilaç da orucu bozmaz şeklinde yorumluyorlar. Bu yorumlar yanlış değil mi? Elbette yanlıştır. Hepsi, dört mezhepte de orucu bozar. Fıkıh kitaplarında gıda veya deva [ilaç] olan bir şeyi yutmak orucu bozar deniyor. Kum, toprak, maden gibi gıda ve deva olmayanlar ise orucu bozar, fakat kefaret gerektirmez. Redd-ül-muhtar Gıda ve deva olanların serumla, iğneyle verilmesi orucu bozar, kefaret değil kaza gerektirir. Mesela açık yaraya konulan sıvı ilaç emilirse, orucu bozar, fakat kefaret gerekmez. Astım spreyinin içinde ilaç olduğu için bozar. Ağza girip yutulan bir şeyin, az veya çok olmasının önemi yoktur. Bir damla ilaç veya bir damla su, isteyerek yutulursa oruç bozulur, kefaret de gerekir. Abdest alırken istemeden yutulursa kefaret gerekmez, çünkü bunda kasıt yoktur. Abdest alırken ağızda kalan yaşlığı yutmakla, ağza burna verilen ilacın yutulması mukayese edilemez, çünkü abdest almak zarurettir. İlaç almak da zarurettir denirse, zaten oruç tutamayacak kadar hasta olanın oruç tutmamasına ruhsat verilmiştir. İyileşince tutar. Reformcuların dediği gibi, Hem ilacı alır, hem de oruçlu olurum demek çok yanlıştır. Dört mezhepte de ve bütün müctehid imamlara göre, yaraya konulan ilaç, cevfe [içeriye] giderse oruç bozulur. Ş,fiî'de, dimağ [beyin], karın, bağırsak, mesane birer cevftir. Mesela, baştaki kemik yarılsa, buradaki yaraya konulan ilaç, cevfe yani beyne gideceğinden oruç bozulmuş olur. Şafii'de karna bıçak saplansa, bıçağın ucu mideye, yani cevfe girdiği için oruç bozulur. Sağlam deriden bıçak, cevfe girince oruç bozulduğu gibi, iğneyle adaleyi veya damarı yırtarak verilen ilaç, cevfe ulaşınca oruç bozulmuş olur. Hanefi'deyse, bıçak tamamen midenin içine girerse oruç bozulur. Bugün tıpta, serumun mesaneye, dimağa ve vücudun her yerine gittiği kesin olarak bilinmektedir. O halde serum, dört mezhepte de orucu bozar. Sadece kaza gerekir. Tıp, damardan veya adaleden verilen ilacın, dimağ ve mesaneye gittiğini bildirirken, hiç kimse, Serum veya enjeksiyonla verilen ilaç, cevfe [yani dimağ ve mesane gibi yerlere] gitmez diyemez. Derse de ilmî olmaz, indî olur ve hiç kıymeti olmaz. [Buradaki Hanefîyle ilgili bilgiler, Taht,vi, Mebsut, Bedayi gibi, Ş,fiîlerle ilgili bilgiler ise, Mecmû, Muğn-il-muhtaç, Tuhfe, Env,r, Kummesr,, B,curi, Şerh-i İbni B,curi gibi muteber eserlerden alınmıştır.] Lavman yaptırmak, Maliki hariç, diğer mezheplerde bozar. El-fıkh-u alel-mezahib-i erbaa Makattan ve vajinadan fitil kullanmak, hatta pamuğun girip kaybolması, parmağın yaş olarak girmesi, kulağa ilaç damlatmak ve burna sıvı ilaç çekmek de orucu bozar. Redd-ül-muhtar, Hindiye, Hidaye Dilaltı hapı ise ilaçtır, mukoza denilen yumuşak dokudan emildiği için, deri altına iğneyle ilaç zerki gibi olup orucu bozar. Ağız içindeki mukozadan değil de, vücuttaki sağlam deriden emilen ilaçlar bozmaz. ORUCU BOZMAYAN ŞEYLER NELERDİR ? 1- Oruçlu olduğunu unutarak yiyip içmek, 2- Ağza gelen kusuntunun geri gitmesi, 3- Oksijen tüpüyle ilaçsız suni hava vermek, 4- Orucu bozmaya niyet edip de bozmamak, 5- İstemeyerek ağız dolusu kusmak, 6- İsteyerek, zorlayarak biraz kusmak, 7- Sahurda tokluk veren ilaçlar kullanmak, 8- Göze katı veya sıvı ilaç koymak veya ıslak lens takmak, 9- Gıybet etmek, 10- Rüyada ihtilam olmak, 11- Diş çukuruna ilaç koymak, 12- Çiçek, kolonya veya parfüm koklamak, 13- Morfinsiz, iğnesiz diş çektirmek, 14- Yutmadan yemeğin tadına bakmak, 15- Sakındığı halde toz ve dumanın boğazdan veya burundan içeri girmesi, 16- Diş çektirince gelen tükürükten az kanı yutmak, 17- Ağzını yıkadıktan sonra kalan yaşlığı tükürükle yutmak, 18- Dişler arasında kalan, nohuttan küçük olan şeyi yutmak, 19- Hacamat olmak, kan aldırmak, akupunktur kullanmak, 20- Kulağa su kaçması, 21- Misvak kullanmak, macunsuz diş fırçalamak Macunlu fırçalamakla da oruç bozulmaz fakat mekruh olur. Macun yutulursa oruç bozulur, kaza gerekir., 22- Gusletmek, banyo yapmak, 23- İdrar yoluna pamuk koymak Ş,fiî'de bozar., 24- Sağlam deriye ilaç, krem sürmek, her çeşit yakı, sigara bandı, tokluk bandı koymak, 25- Yaraya imsak vaktinden önce konan sıvı ilacın, imsak vaktinden sonra emilmesi, 26- Yaradan çıkan kan, irin ve benzerlerinin tekrar içeri girmesi, 27- Arı sokması, 28- Dudaktaki yaşlığı yutmak, 29- Banyoda oluşan su buharını teneffüs etmek, 30- Ele iğne batıp kırığının içinde kalması, 31- Kulağa pamuklu çubuk sokmak Ş,fiî'de bozar., 32- Kanayan yere, kanın durması için kan taşı sürmek, 33- Ağza gelen yemeği, balgamı, kusmuğu veya baştan buruna gelen akıntıyı yutmak, 34- Bel soğukluğu hastalığından dolayı akıntı gelmesi, 35- Evi haşere için ilaçlayan, ister istemez ilacı teneffüs etse de orucu bozulmuş olmaz; çünkü sakınmak zordur, 36- Kulağa sabunlu su kaçırması, 37- Ağza su alıp çalkalamak veya ağzı yıkadıktan sonra ağızda kalan yaşlığı tükürükle yutmak, 38- Hanımını öpenin orucu, meni gelse de bozulmaz. Öperken şehvetlenip cünüp olursa bozulur Cünüp olma ihtimali varsa, hanımını öpmesi mekruh olur. Orucu bozacak derecede çok öperse haram işlemiş olur. Çünkü orucu mazeretsiz bozmak haramdır. Ama öperek cünüp olunca kaza gerekir, kefaret gerekmez., 39- Akupunktur kullanmak orucu bozmaz. Akupunkturun sadece iğnesi giriyor, vücudun içine bir şey zerk edilmiyor, 40- Çatlak dudağa veya eldeki yarığa krem, tentürdiyot, kolonya veya oksijenli su sürmek Açık yaraya sürülen merhemin, içeri sızdığı iyi bilinmedikçe orucu bozmadığı, S. Ebediyye'de bildirilmektedir. İyi bilmek, zanla olmaz. Kesin bilmek gerekir. Kesin bilinmeyince bozar denilemez., 41- İğneli epilasyon yaptırmak orucu bozmaz. İçeriye ilaç gibi bir şey girmedikçe, vücuda iğne batırmak orucu bozmaz. İğneli epilasyonda içeriye ilaç girmiyor. Sadece iğne, kıl folikülüne sokularak akım veriliyor, 42- Kaş, bıyık aldırmak, etek tıraşı olmak ve epilasyon orucu bozmaz, 43- Oruçlunun ağzına gözyaşı veya ter girerse, bir iki damla gibi azsa, orucunu bozmaz, çünkü bundan korunmak zordur. Çok olur da tuzluluğunu ağzının her yerinde duyar ve yutarsa orucu bozulur. Yutmayıp tükürürse bozulmaz, MAKYAJ YAPMAK, RUJ SÜRMEK ORUCU BOZAR MI? Nihat Hatipoğlu'na genç bir kadın makyajlı halde abdest alınıp alınamayacğını sordu. Nihat Hatipoğlu'nun bu soruya cevabı şöyle oldu "Abdest alırken makyajı silmek lazım. Abdest suyunun her taraf iyi ulaşması lazım. Bu bir engelse abdesti makyaja kurban etmeyelim. Makyajı abdeste kurban edelim. Allahın huzuruna daha temiz gidelim." PARFÜM SÜRMEK ORUCU BOZAR MI? Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar. Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur. Diyanet İşleri Başkanlığı kaynaklarına göre parfüm veya kolonya kullanmak orucu bozmaz. Oruç tutanların deodorant, parfüm veya kolonya kullanmaları, bunları koklamaları caizdir. Bunlar yemek ve içmek sınıfına d,hil olmadığı için orucu bozmazlar. Üzerinize bunlardan sürdükten sonra, onların etkisi devam ederken namaz kılmanızda ise bir sakınca yoktur. DİŞ FIRÇALAMAK ORUCU BOZAR MI?Diyanet İşleri Başkanlığı'nın internet sitesinden yapılan resmi açıklamaya göre; Diş fırçalamakla oruç bozulmaz. Bununla birlikte, diş macununun veya suyun boğaza kaçması h,linde oruç bozulur ve kazası gerekir. Orucun bozulma ihtimali dikkate alınarak, dişlerin imsaktan önce ve iftardan sonra fırçalanması uygun olur.' ifadeleri kullanıldı BANYO YAPMAKDUŞ ALMAK ORUCU BOZAR MI? Oruçlu iken banyo yapmanın bir sakıncası oruçluyken banyo yapıldığında kulaklara, ağız ve burna su kaçırmamaya dikkat edilmelidir. Aksi taktirde oruç bozulur. Oruçta banyo yapan kişi ağza burna su verirken dikkat etmeli. Yutmamalı ve boğaza kaçırmamalıdır. Eğer rüyada ihtilam oldu ise ya da cenabet ise banyo yapması gerekiyorsa oruçlu iken gusül abdesti alabilir. Fakat ağza ve burna su verirken dikkat etmeli. Su kaçırmamalı. Suyu yutmamalı. Ağız ve burnundan su girip sindirim cihazına ulaşmadıkça oruçlu kimsenin yıkanması orucuna zarar vermez. Nitekim Hz. Aişe ve Ümmü Seleme validemiz Hz. Peygamber Ramazan'da imsaktan sonra yıkandıklarını haber vermişlerdir. Bu itibarla, ağız ve burnundan su kaçırmamak şartıyla oruçlu kişi yıkanabileceği gibi, havuz veya denize de girebilir. Ancak yüzme esnasında su yutmaktan kaçınmak zor olduğu için ihtiyatlı davranmak uygun olur. Resmi olmayan bazı dini kaynaklara göre; Keyfi de olsa, banyo yapmaktan dolayı oruç bozulmaz. Ayrıca vücuttaki tüy deliklerinden su sızması orucu bozmaz. Oruçlu iken banyo yapmak caizdir. Ancak Ramazan-ı şerîf'te serinlemek maksadı ile ağza burna su almak veya soğuk suyla yıkanmak, İmam-ı Azam'a göre mekruhtur. Ebû Yûsuf'a göre bunda hiçbir ker,het yoktur. Kulağa su kaçmasıan gelince Kulak ile boğaz arasında da bir kanal bulunmaktadır. Ancak kulak zarı bu kanalı tıkadığından, kulağa giden su boğaza ulaşmaz. Bu nedenle kulağa giden su orucu bozmaz. Kulak zarında delik bulunsa bile, kulağa giden su boğaza ulaşıp mideye gitmedikçe oruç bozulmaz.
Halvetiyiz biz erenler Nişansızlık nişanımız Soyumuz İbrâhim soyu Muhammed pirimiz bizim Ey aşıklar ey garipler Bu diyar hangi diyar Kerbeladir gam yüklüdür Kan gölüdür bu diyar Cemal yolu bulunur Allahı zikretmekle Resulullah bilinir Daim tevhit etmekle Aşık olan söz eylemez Aslına yalan söylemez Söz veripte geri dönmez Muhammede bak ibret al Söyledin özünde ara kendini Özünde gizlidir senin Muhammed Sözünde anlattın bize tevhidi Özünde gizlidir senin Muhammed Açılınca güller dalda Bülbüller ötüyor onda Hasan Hüseyinim gonca Kokulmuyor Muhammedsiz Cemalini seyredince Resulullah kim bilince Ehlibeyit söylenince Yanıyorum cemaline Güzel aşık cevrimizi Çekemezsin demedim mi Bu bir rıza lokmasıdır Yiyemezsin demedim mi Gel aşıklar gel arifler Gel Muhammedi bulalım Ey dost yolunda sadıklar Gel Muhammedi bulalım Previous Next Rüyada Elinin Kesilmesi Ama Kan Akmaması Görmek Rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek işine gidemez, bazı konser etkinliklerine katılacağına, borcunuz varsa borcunuzdan kurtulacağınıza, umutlarının çoğalacağına, art niyetli kimselere rastlayacağına, iş hayatında gerçekleştireceği çalışmalardan bir türlü kazanç elde edemeyeceğine, maddi ve manevi olarak çok zarar edeceğine, tabir olur. Ayrıca rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek kişinin toplum nazarındaki saygınlığının ve itibarının yükseleceğine, verimin, sorunlarını ve sıkıntılarını bu sayede ortadan kaldıracağına, yaşanan sıkıntılı olaylardan ötürü kaçan keyfin geri geleceğine, istenen şeylerin gittikçe daha büyük zarar vereceğine ve işlerin içinden çıkılmaz bir hal alacağına, kendisiyle daha fazla ilgilenmek suretiyle sosyal yaşantısını güçlendireceğine, yorumlanır. çıkılacak bir seyahatin ardındna yakın bir arkadaşla birlikte bir çalışma yapılacağına ve çok ses getireceğine tabir edilir. helal kazanç yerine delalet eder. çalışmaların beğeni almayacağına alamet eder. o kişi sayesinde içine düştüğü zorluklardan kurtulmayı başaracağına yorulur. Dini olarak rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek tabiri Dini olarak rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek uzun uğraşlar sonucu sahip olunan zenginliğin azar azar kaybedileceğine ve kötü bir durumla karşı karşıya kalınacağına, manevi hayatınızdaki yükselmeye ve derinden gelen huzura, eve kapanacağına, ilk başta işleri az olsa da, zorlukların giderileceğine, hayatını gereksiz yere işgal eden, rahata kavuşacağına ve keyfini süreceğine, mutluluk verici haberlerin alınacağına ve kişilerin yaşamına güzelliklerin geleceğine, delalet eder. Psikolojik olarak rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek yorumu Psikolojik olarak rüyada elinin kesilmesi ama kan akmaması görmek kalp kırıklığı olacağına, hayır getirecek ve iş dünyasında sarsılmaz bir yer edinilmesine katkı sağlayacak kişiler ile ortak olunacağına, kendisini zor durumda bırakmaya çalışan rakiplerinin çeşitli ayak oyunlarına başvuracaklarına ancak kazdıkları kuyuya kendilerinin düşeceğine, yeni bir şehirde kendisine yeni ve daha sakin bir hayat kuracağına ve böylece istediği gibi yaşayıp kafasını dinginleştireceğine, kurulan bir ortaklıkta yaşanan anlaşmazlıklardan ötürü sıkıntılı bir döneme girileceğine ve üzüntü yaşanacağına, aileye büyük bir ev alınacağına, başka insanların söylediği şeyler yüzünden sevdiği kişiyi kırdığına, KONULARDA RÜYA TABİRLERİ ESERLERİMİZ SON EKLENENLER GÜNÜN AYETİ Ey iman edenler! Sabrederek ve namaz kılarak Allah’tan yardım dileyin. Şüphe yok ki, Allah sabredenlerle beraberdir.BAKARA- 153 ÖZLÜ SÖZLER Ezeli ervahta nur-u Muhammedi ile beraber olmaya halvetilik denir. Adem "ben hata yaptım beni bağışla " dedi, İblis ise" beni sen azdırdın" dedi ya sen!... sen ne diyorsun? Edep, söz dinlemek ve gönle sahip olmaktır. Güzelliğin zekatı iffet ve edeptir. Hz. Ali Zeynel Abidin oğlu Muhammed Bakır'a "Ey oğul, fasıklarla cimrilerle yalancılarla sıla-i rahimi terk edenlerle arkadaşlık etme." diye buyurmuştur. Kemalatın bir ölçüsü de halden şikayet etmemektir. En güzel keramet gönlü masivadan arındırmaktır. Alem-i Berzah insanın kendisidir. Zahir ve batının karşılığı aşk-ı sübhandır. Mutaşabih ayetler ledünidir. Ölüm ve cehennem korkusu Hak'ka dost olmayanlar içindir. Şartlanmalardan ve önyargılardan arınmadan kimse masum olamaz. Uzlaşmak için bahane arayan düşman zıtlaşmak için bahane arayan dosttan daha iyidir. Baki hakikatler fani merkezli inşa edilemez. Her zorluğun çözümü sevgidir. Allah var gayrı yok sevgi var dert yok. Allah de ötesini bırak. Sorunları erteleyen ve örten değil çözüm üretip sorunları çözen olmalıyız. Kişinin irfanı kemalatı nispetinde şeytanı da nefsinin şiddetinde olur. Kötü huylardan kurtulmanın en keskin yolu ilahi aşka yanmaktır. Mücevherden sarraf olan anlar, başkası bilemez. Ne fark eder kör için elmas da bir, cam da bir. Eğer sana bakan kör ise sakın sen kendini cam sanma.Mevlana Kendini oldum ve doğru zannedenler kendileri gibi düşünmeyenlerden rahatsız olurlar. Eflatun'a dediler ki "Ne kadar çok çalışıyorsun". O da dedi ki "hayır ben sevdiğim işi yapıyorum" Allah kuluna sevdirdiği her işi kuluna kolaylaştırır. Kurtuluş hidayete tabi olanlar içindir. Selam olsun hidayete tabi olanlara. Tevhid-i Ef-al meratibi ihvanın kendi gerçeğine seyir haritasıdır. Kişi ilk önce kendisinin arifi olacak ki Rabbinin arifi olabilsin. İnanmak başka şey, teslim ve tabii olmak başka şeydir. Kalıcı dostluklar edinin. İhvan gibi yaşa, gerisine karışma. Mutlu insan başkalarının mutluluğu için yaşayandır. İslam dini istişare esaslıdır. Allah için affet, Allah için paylaş. İhvanlığını işine göre değil, işini ihvanlığına göre ayarlayacaksın. Kul, iradesini Allah’a teslim edendir. Hakk'ı hatırladığımız unuttuğumuzdan fazla olsun. "Olacağım" diyene engel yok, "olmayacağım" diyene bahane çok. Ben merkezli değil, biz merkezli olun. Dervişçe yaşamak, tevhitçe yaşamaktır. Yaptığınızı azimle yapın, hırs ile yapmayın. Kullukta devamlılık esastır. Önce emin insan olmalıyız. Derviş, halinden belli olmalıdır. Beşeriyet kemalâtın hammaddesidir. Mükemmeliyet istikamette daim olmaktır. İnsanın cismi arza, ruhaniyeti semaya mensuptur. Yaradılış farziyetimiz hakkı bilmektir. Hakk'ı tanımanın ön şartı Resulûllah’ı tanımaktır. İnsanın sırrında Allah’ın sonsuzluğu vardır. Kulluğa bahane yok değer üreteceksiniz. Şikayet, Mevla’ya hürmetsizliktir. Kulluk adına yapmadıklarımıza hiçbir bahane geçerli olmayacak. Bu âleme kavga için gelmedik. Telkin öncelikle bizim nefsimize olmalıdır. İnsan, Allah’ın sırrı Allah da insanın sırrıdır. Varlığımızın sebebi zuhuru, Cenab-ı Resulûllah’tır. Kullukta teslimiyet “Rağmen” olmalıdır. Kazası olmayan tek şey hayatımızdır. Sevgi dışındaki bütün hallerde zorluk vardır. Nefsinde mevsimi hazan olanın, gönül mevsimi bahar, Ahireti bayram olur. Hayat yaşamak, yaşamaksa sevmektir. En güzel keramet istikamet üzere olmaktır. Kişinin Rabbini tanıması için kendini tanıması lazım. Hakk’ı ancak Mirat-ı Muhammet’ten görebiliriz. İnsanı Hakk’ta sonsuzlaştıran ve yaşatan, sevgidir. Sevgi bütün yaratılanların varoluş mayasıdır. Sevgisiz olan her mekân ve mahâl mundardır. Sevgi Allah için yanmak ve olmaktır. Allah’ın ve Resulullah’ın sevgisi ile yanmayan gönül hamdır, ahlâttır. Hakikat ehlinin sermayesi aşk-ı sübhandır. Talepte kararlılık, kararlılıkta da sabır esastır. Sabır, sadrın genişliği kadardır. Sadır genişliği ise; kabulümüz, sevgimiz kadardır. Kamil insan demek;Bütün duygularda,düşüncede ruhta olgunlaşmış insan demektir., Dervişân, Mürşidinin eşiğinde sadık olduğu sürece, farkında olsa da olmasa da tekamül halindedir. Kim ki Allah’ı ciddiye almaz ise; Allah o kimseyi ciddiye almaz. Hakkı görmeyen gözler amadır. Gayret olmadan kişinin ulaşacağı hiçbir âliyet olamaz. Kendi gerçeğimize yol bulmak için arz üzerinde var olan bütün mevcudiyetten istifade edeceğiz. Bu fırsat âleminin bir tekrarı daha yoktur. Hiçbir oluşum kendi halinde, kendi başına müstakil değildir. İhvan isek bir iddianın sahibiyiz demektir. İhvanın kemâlâtı, olgunluğu, karşılaşmış olduğu olumsuz tecellilere verdiği tepkilerle ölçülür. Kişi muhatabı ve müdahili olmadığı hiçbir meselenin şahidi olamaz. Herkes kazanımlarını kayıplarını tespit etsin ki şuurlu bir hayat yaşayabilsin. Birebir uyarılar insanı daha çok uyandırır. Bütün canlılara dostça yakın olmalıyız. Tekâmül için her anı yeniden yaşamak , her anın yeniden talibi olmak zorundayız. Gayret etmeyen kişiden Kâmil insan olmaz. Ehl-i talip bu Kâinatın özelidir, özetidir. Kul, hizmeti kadardır. Kul, sevgisi kadardır, Kul hoş görebildiği kadardır. Kul feragat edebildiği kadardır. Kul paylaşabildiği kadardır. Ehl-i ihvan’ın sevgisi Rabbi’nin sevgisi, meşguliyeti Rabbi’nin meşguliyeti olmalıdır. Her an Rabbi ile meşgul olanın, muhatabı Rabbi olur. Güzel bakmalı, güzel konuşmalı, güzel dinlemeliyiz. Hayırları geciktirdiğimiz zaman şerre dönüşür. Şerleri geciktirdiğimiz zaman hayra dönüşür. İhvanın irşad olmasının ön şartı teslimiyattır. İlmen yâkinlik; bilmek ve kabul etmektir. İhvan telkin edileni yaşadıktan sonra Hakkel yâkina ulaşır. Kul, Rabbini ne kadar ciddiye alırsa, Rabbi’de onu o kadar ciddiye alır. Rahman’ın sevgilisi olmak gönlü cenab-ı Resulullah’a yönetmek ve tabi olmakla orantılıdır. İhvan, kendi özünde kâmil duruşa ulaşırsa, onda bir değil de nice esmanın açılımı, nice sıfatın inkişaf ve izhariyeti yaşanacaktır. Dünkü gibi konuşan, dünkü gibi anlayan, dünkü gibi yaşayanın anı ve akibeti hüsrandır. Ehli gönül olan, ,Resulullah’a ve Ehli Beyt’egönül veren Ehl-i İhvan’ın seyr-i sülüğü nefis merkezli akıl ile değil gönül merkezli akıl iledir. İhvan, hayırda ve şerde damlayı derya mesafesinde görecek kadar Rabbini önemseyen olmalıdır. Hakka vuslat, ancak aşk- sübhân ile olur. Aşığın, sevgisinin sancısıyla uykularının kaçması lazım ki, orada aşktan söz edilebilsin. Hayatla zıtlaşan değil hayatla uzlaşan olmalıyız. Eğer kişi yarışacaksa hayırda yarışsın selâmda, yarışsın, paylaşmada hoş görüde affetmede yarışsın. Kişi tercihinin neticesini yaşar. İnsan, sevebildiği kadar, değer üretebildiği kadar insandır. İhvan, arif olmalı ve gönlünü bütün olumsuzluklardan arındırmalıdır. Herkes yaptıklarının neticesini yaşayacak. Biz kulluğumuzu her gün yeniden yenilemeliyiz. Üstünlük ancak takva ile sevgi iledir. Allah hiçbir zaman abes ile iştigal etmez. Her işte bizim için hikmet ve hayır vardır. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. Herkesin şeytanı, Cebrail’i, Mikail’i, İsrafil’i ve Azrail’i kendisiyle beraberdir. Ehl-i ihvan demek arif olan, Hakk'a eren demektir. Sevginin tezahürü ibadettir. Eğer inanıyor, iman ediyor, seviyorsanız, yap denileni yapacak ve aksatmayacaksınız. Sevenin ne gecesi ne gündüzü ne yorgunluğu ne bahanesi ne de mazereti olur. Karşılaştığımız zorlukların tamamı tekâmül için ikrarımızı ispat içindir. Bu âlem teşbih, tespit, tenzih, takdis ve şahadet âlemidir. İnsanın Hak katında kadri, kıymeti sevgisi kadardır. İnsan, yaşadığı zorluklar aşabildiği engeller kadar insandır. Hiç zorluk, acı çekmeden, uğraş ve çaba sarf etmeden kimsenin başarıya ulaştığı görülmemiştir. Hepimiz Allah’ın Resulûllah’ın ve Ehlibeyt’in aşkından muhabbetinden istifade edip Hakk’ta bakileşebilecek yetilere sahibiz. İnsan, asliyeti kendisine unutturulmuş varlıktır. Müsemmâ ehli olan için, isimler değişşe de asliyet değişmez. Hiçbir güzelliği kendimize mal etmeden, bütün güzellikleri Rabbimizden bilmeliyiz. Herkesin imtihanı iddiası kadar olur. Yani iddiası büyük olanın, imtihanı da büyük olur. Kâinat, insan için, insana hizmet için halk edilmiştir. Hayatın tamamı, kulluğun ve dostluğun talimidir. Kişi bilgisinde değil yaşantısında kâmil insan olur. Bizim yaşadıklarımız; tercihlerimizin, taleplerimizin ve dualarımızın neticesidir. Mezheplerin farklı olması, dünya iklimlerinin, ırkların ve kültürlerin farklı olmasındandır. İrfan mekteplerinin temelde aynı, detaylarda farklı farklı olması insanların, meşreplerinin farklı farklı olmasındandır. Kimi takva ile kimi zikrullah ile, kimi hizmet ile, kimi de ibadet ile Hak rızasına ulaşmak ve kâmil insan olmak arzusundadır. Din adına zıtlaşmalar, taraflaşmalar ve tefrikalar çıkarmak Rahman’ın ve Kuran’ın reddettiği duruşlardır. Elin eksiğiyle uğraşan, kendi eksiğini hiçbir zaman göremez. Biz bu âleme eksik tespit zabıtalığına gönderilmedik. Âşık; mâşûkunu hususiyetle geceleyin, en çok yalnızlık halindeyken düşünür. Geceleri ve seher vakti çok özeldir. Dostluğun ilk şartı sevmektir. Fakat çıkarsız beklentisiz sevmektir. Dost olmak, dostun her türlü yüküne katlanmaktır. Bizim için yaşamak bir gündür, o da bugündür. Kulluk adına yapmamız gereken ne varsa sabırla ve ihlâsla yapmalıyız. Hak katında gıdalanmanın birinci esası, âdab-ı Muhammediye ve hakıkati Mahmudiye ile kıyam durmaktır. Biz eyvallah tacını, sensin’ tacını başımızdan, hiçlik hırkasını da eğnimizden hiçbir zaman çıkartmayacağız. Bir damlanın hiçliğe ulaşması, onun deryaya düşmesiyle olur. Bize ulaşan her tecellinin, Mevlâ'dan olduğunun bilincinde olalım ve rıza gösterelim. Sakın tecellilerden kahreden, kederlenen olmayalım. Tecellilerden şikayetçi olmak, kulun Rabbine olan saygısızlığıdır. İhvan, hangi tecelli içinde olursa olsun, mutlaka güzel düşünmeli ve güzel değerlendirmelidir. Edep ve âdap dışında nefes almayalım. Biz, Cenâb-ı Resûlullah’ın vitrini olmalıyız. Bütün nimetler ve âliyetler, gayret ve hizmet iledir. Biz hangi hali yaşıyorsak bizim için hayırdır ve hikmetlidir. Hikmete tabi olanlar hikmet ehli olurlar. "Senin için Ya Rabbi" zevkiyle hayatı yaşayalım. Huzur, ancak tevhid ile aşk ile sevgi ile Allah’a ve Resûlun’e yönelmek iledir. Güzel ahlâk ve sevgi insanlığın omurgasıdır. Her gününü son gün, her namazını son namaz, her muhabbetini son muhabbet gibi kabul eden kişinin yaşantısı Ehl-i ihvanca olur. Büyük laf etmemeye sahibi olalım. Ehl-i Beyt olmak, hem nesebi hem de mezhebidir. Ehl-i Beyt, Kur’an’ın ete kemiğe bürünmüş halidir. Yaptığımız her şey kulluğumuzu ispat edercesine olmalıdır. Halkı memnun etmek için Hakk'ı incitmeyelim. Kemalat, hissedilen ilk nefesten son nefese kadar sadece Allah ve Resûl’u için say ve gayret etmektir. Tevhid-i Ef-al hakikatin zübdesi, tevhidin nüvesidir. Kullukta edebi olmayanın Hak’ta izzet bulması mümkün olamaz. Hikmetleri seyretmenin tek şartı, tecellilere karşı sabırlı olmaktır. Kişi yaşamış olduğu imtihanları aşabildiği kadar tekâmül etmiş olur. Aslında bize zor gelen tecelliler, bizim için ikramdır. Kulluğun esasında yap denileni yapıp sonucuna da razı olmak vardır. Bütün kâinat, kişinin kendi hakikatine misaldir. Öncelediğimiz Allah ve Resûl’u olmalı. Ertelediğimiz ise nefsimizin arzu ve istekleri olmalıdır.. Dervişi tekâmül ettirecek olan iştiyakı, kendine olan telkini, ve gayretindeki kararlılığıdır. Her günü yaşamak, her günü diğer günden farklı bir alana taşımak için biz bugünün talebesiyiz. Hatasını kabul edip hatasından dönen kul hayırlı kuldur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İhvan ne dünle ne de yarınla zaman kaybedecek sadece anını ve gününü değerlendirecek. İhvanlık, halde örnek olmaktır. Aile yaşantımızla, tecellilere olan tepkilerimizle, kişilerle olan ünsiyetimizle, her halimizle hele hele de ibadete olan düşkünlüğümüzle fark edilmeliyiz. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, Hak katında şerefli olamaz. İbadet etmenin hoşnutluğunu yaşarken bu hoşnutluğu, ibadet etmeyenlere karşı bir üstünlük saymadan fail Allah'tır zevkiyle yaşamalıyız. Kıyas, şeytani sıfatlardandır. Karşımızda gördüğümüz eksikliği önce kendimizde tetkik etmeliyiz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrine mürşitsiz yol bulamaz. Baki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak Hak’ta ölüp Hak’ta dirilmektir. Hayata ders veren değil de hayattan ders alan talip olmalıyız. Anlayan ve öğrenen olmalıyız. Anladığını genişleten, hayatına uyarlayan olmalıyız. Tasavvuf önce şeriat-ı Muhammediye ile hakikat-ı Mahmûdiye ile hikmetler talim edilir. Bir meselenin görevlisi olmak ayrı şeydir, gönüllüsü olmak ayrı şeydir. Ehl-i ihvanla konuşularak halledilmeyecek hiçbir mesele olmamalıdır. Hak dostları bir araya geldikleri zaman bakışmaları bile muhabbettir. İhvanlığın dört ana esası vardır; ihlas, şecaat, cesaret ve cömertliktir. Hayatın tamamında, her adımda, her bir nefeste; bir tuzak, bir imtihan vardır. Gönül, Rahman ile coşarsa; kişi karşılaştığı her türlü tecelliye sabır ve tefekkür ile mukavemet gösterir. İhvan, ne Dünya ne de ahiret beklentisi olmaksızın kulluğunu fi-sebilillah yaşamalıdır. Kur’ân'ı öğrenmeye, okumaya, okutmaya, anlamaya ve yaşamaya çalışalım. İslam, yap denileni yapmak; yapma denilenden uzak durmaktır. Kulluğunu yarına erteleyenin Allah sevgisi yeterli değildir. Tekâmül etmek için sürekli gayret halinde olmalıyız. İnsana olan sevgisizlik Allah’a olan sevgisizliktir. Allah’a vuslat ancak Aşk-ı sübhan ile olur. Hak’ta bâki olabilmek için kayıtsız şartsız teslim olmalıyız. Dilimizde zikrullah ile gönlümüzde her daim muhabbetullah ile inşa olmaya çalışmalıyız. Şeriatın ihlâl olduğu yerde hakikat olmaz. Her türlü tecelliden istifade edecek kadar arif,hiçbir zorluktan yılmayacak kadar da dirayetli olalım. Arif olan baktığı her zerreden, karşılaştığı her tecelliden kendisine istikamet arar. Ehl-i ihvan hatasında ve günahında ısrar etmeyen ve tövbesinde aceleci davranandır. Âşık maşukundan gelen cefalardan haz duymazsa gerçek aşık olamaz. Kendisindeki gayrilikten arınan insan için dışarıda ve içeride gayri olan hiçbir şey kalmaz. Kişinin samimiyeti, sadakati ve sevgisi ona istikamet verir. Bizden istenilen öncelikle safiyet, samimiyet ve sadakattir. Ehl-i ihvan öyle bir kristalize olacak, safiyet kazanacak, kendi benliğinden öyle bir sıyrılıp latifleşecek, şeffaflaşacak, kendine ait bir renk zan düşünce ve duygu kalmayacak ki Allah’ın boyasıyla boyansın yani Resûlullah’ın haliyle hallenmiş olsun. Gayret, kulluğun esasıdır. Biz bildiklerimizle amel edelim. Bilmediklerimiz, bize bildirilecektir. Her Ehl-i ihvan bulunduğu cemiyette fark edilmelidir. Bizim sabrımıza, bize kötülük yapanların şahitlik etmesi lazım. Asli maksadımız, nefsimizi ve Rabbimizi tanımaktır. Gayret etmeyen kişiden kâmil insan olmaz. İhvan, kendi hakikatine seyri sülük ederken hem dünyasını hem de ukbâsını saadete erdirmiş olur. Muhabbetimiz Resûlullah’ın ve Ehl-i Beyt’in muhabbeti, davamız Hak davası olsun. Eğer insan Rahman’ın aynası olacaksa yansıtıcılığının çok net,arı ve duru olması lazımdır. Eğer bir olumsuzlukla, zorlukla karşılaşıyorsak, bu bizim olumsuzluluğumuzdandır. Arz ve semada her ne olursa insan ile ilişkilidir. Sözümüzün ilk müşterisi kendi kulağımız olmalıdır. İslâm şahitlik ile başlar, şuhut ile yaşanır. Ve yine şahitlik ile kemal bulur. Hangi başarı vardır ki uğraşsız gayretsiz ve gönülsüz zuhura gelsin. Aşığın ölümü Hakk’ta vuslat, sonsuzluğa uyanmak ve sonsuzluğu yaşamak olur. Artık etrafımızla ve kendimizle olan kavgamızı bitirip, sevgiyle nefes almanın gayretinde olmalıyız. Kişinin kararlılığı tecellilere gösterdiği mukavemeti kadardır. Aşık hep maşukundan söz etsinler, hep ondan konuşsunlar ister; zaten gayrı şeyler aşığı rahatsız eder. Kişi mutmain olmadıkça kulluğunda, dostluğunda hep hüsrandadır. Cemal aşıkları için gayri olan her şey haramdır. Zikrin esası namazdır, muhabbetullahdır. İhvan, hayatın tamamında Rahman’ın iradesi altında yaşamaya dikkat ve özen göstermelidir. Her şeye rağmen seveceğiz Her şeye rağmen hizmette gayretli olacağız Kulluk, içinde Rabbi'nden başkasını bulundurmayan, gayrilerden boşalmış hiçlik makamıdır. Hayatın ve kulluğun emanetçisi olduğumuzu, bu emaneti taşımamız ve ehline teslim etmemiz gerektiğini hatırdan çıkartmamalıyız. Hayatı hep Hakkça yaşamanın gayretinde olmalıyız. Hayat, bizi kullukta belirli bir kıvama taşımak içindir. Kendine gafil olan, Allah’a arif olamaz. Her varlık Hakk'tandır ve Hak ile kaimdir. Bütün masivalardan arınmak, “ölmezden önce ölmek” Hak’ta ebed olmak; olağanüstü bir azim ve gayret ister. Kişinin kararlılığı, cesareti, azmi ve sevgisi bir arada tekmil olursa; kişinin önünde aşamayacağı engel ve mâni olmaz. Talibin âli ve en yüce değerlere ulaşabilmesi, Allah ve Resûlu’ne olan muhabbeti, sevgisi ile orantılıdır. Hedefimiz ve gayemiz, bugün tevhid noktasında Allah’ı Resulullah’ı ve Ehl-i Beyt’i dünden daha farklı idrak etmek ve yaşamaktır. Tevhid adına bize yapılan teklifatın tamamını yaşamak, bizi kendimize döndürmek ve kendi hakikatimizle tanıştırmak içindir. Tevhid meratiplerindeki yaşam talimlerinin tamamı, bizi kendi ruh derinliğimizdeki iç potansiyelimizden istifade ettirmek adınadır. İhvanın bilip, yapmak isteyip de yapamamasının sebebi kendisinde yetersiz olan kararlılığı, gayreti ve talebidir. Cenab-ı Resûlullah’ın tezahür etmediği hiçbir mekân, mükerrem ve münevver olamaz. Hiç kimse kendi gerçeğine olan seyrinde mürşitsiz yol kat edemez. Kulluk adına yaşanılacak ne kadar âli değerler varsa, bunların tamamı ancak mürşid-i kâmilin nezaretinde ve refakatinde yaşanılabilir. Bâki olabilmenin, sonsuzluğa ulaşabilmenin tek şartı; Hak ile Hak olmak, Hakk’ta ölüp Hakk’ta dirilmektir. Yaşadığımız ne tür olumsuzluk olursa olsun, bizim hedefimize olan iştiyâkımızı arttırmalıdır. Her türlü olumluluk ve olumsuzluktan istifade eden olalım. Ehl-i ihvan hiçbir zaman olumsuzluk adına hesap yapmamalıdır. İhvan, kendisini yargılayan, kendisini öz eleştiriye açık tutan ve kendini kemâle taşıyan olmalıdır. İhvan, ancak telkin edilen hikmetli sözleri, hadisleri ve ayetleri yaşantısına uyarlayarak gayretinde istikamet bulabilir. Kim hidayeti dilerse hidayete ulaşacak; kim hidayete ulaşmak istemezse Rahmân da ona hidayet etmeyecek. İnancı olmayanın istikameti olmaz. İnsan-ı asli Allah’ın aynasıdır. Nurun olduğu yerde zulüm, dinin olduğu yerde kin, sevginin olduğu yerde nefret olmaz. Ehl-i ihvan demek arif olan gerçeklere eren demektir. Herkes tercihinden yönelişinden meyil ve rızasından sorumludur. Nimete ulaşmak için mutlaka hizmete talip olmalıyız. İhvan düşünmekle, keşfetmekle ve gayret ile kemâlat bulur. “Rabbim” diyen için zaten zorluk yoktur. Hedefi olmayanın istikameti de olmaz. İslam, aslen teslim olmak ve selamet bulmaktır. NAMAZ VAKİTLERİ
Rüyada elinden kan akması temsili görseli, Kaynak Rüyada elinden kan akması, bazı eksiklerinizin olacağını ifade etmektedir. İbadetlerinizde bazı endişelerinizin olacağını gösterir. Evhamlı bir halinizin var olmasına delalet etmektedir. Sizler için fenalıkların yaşanacağını işaret etmektedir. Şanssız ve kısmetsiz bir durumun içerisine düşeceğinizin haberini verir. Üzüntü ve bunalım içerisinde kalacak olmanıza tabir edilir. Zorlukların da üstesinden gelmeye çalışacağınızın, ancak başarılı olamayacağınızın haberini elinden kan akması temizlemekRüyada kan vermekRüyada elinden kan aktığını görmekKötülüklerden arınacak olmanıza delalet etmektedir. Başınızı ağrıtacak olan bazı olayların üstesinden geleceğinizin bilgisini verecektir. Hileli olaylardan kurtulacağınızın haberini verecektir. Rüyada elinden kan akması ve temizlediğini görmek, zorlukların da hızla yok edilecek olmasına tabir edilecektir. Ruh halinizin de karmaşık bir hale gelmeyeceğini gösterir. Tüm aksiliklerden de kurtulacağınızın bilgisini verir. Umutsuzluğa kapılmaktan da kurtulacağınızın haberini elinden yaralanmak kan akmasıHarama el uzatacağınızın haberini verecektir. Hiçbir işinizin yolunda gitmeyecek olmasına delalet eder. Mutsuz hale geleceğinizi göstermekte olan bir rüya olacaktır. Ümitsiz ve hayırsız olan şeylerin peşine düşeceğinizin bilgisini verecektir. Tatsızlığın artması manasına gelir ve ruh halinizin de kötüleşecek olmasına delalet eder. Rüyada elinden yaralanıp kan aktığını görmek, kendinizi hiç beklemediğiniz bir tehlikenin içerisinde bulacağınızın haberini verir. Zahmetlerin de giderek çoğalacak olasına tabir elinden kan akması korkmakRüyada elden kan akmasıRüyada kan akmasıEndişe duyulacak olan olayların içerisinde olacağınızın bilgisini vermektedir. Sevmediğiniz kişilerle karşılaşacağınızın ve aynı ortamda kalmak zorunda olacağınızın bilgisini aktarır. Rüyada elinden kan akmasından korkmak, ayrıntılı bir şekilde yaşanacak olan tehlikelere delalet etmektedir. Risklerin çok olacağını ifade eder ve çilelerinizin de artacağını göstermektedir. Hiçbir işinizin de yolunda gitmeyeceğinin haberini aktarmaktadır. Moralinizin yerle bir olacağının bilgisini aktarır ve olumsuzlukların da çok olacağını işaret edecektir. Neşenizin kısa sürede kaçacağının da haberini verecek olan bir elinden kan akması ağlamakStresli bir haberi alacağınızın bilgisini vermektedir. Hayırsız rüyalardan birisi olacaktır. Üzüntülerinizin giderek artacak olmasına tabir edilmektedir. Haberlerin olumsuz bir şekilde geleceğini gösterir. Şanssız bir hale geleceğinizi ve kederli bir durumla da yüzleşeceğinizi göstermektedir. Rüyada elinden kan akmasına ağlamak, haksızlığın çok olmasına delalet etmektedir. Huzursuz olacağınızın bilgisini verir ve zamanınızı da iyi bir şekilde değerlendiremeyeceğinizi göstermektedir. Zorlukların çok olacağını haber vermekte olan bir rüya olarak aktarılacaktır.
rüyada elin kesilmesi kan akması