🐃 Genç Werther In Acıları Analiz

Genç Werther'in Acıları Yazar: Ali ulukaya Tarih: 17.01.2022 Kategori: Kitap 1774 yılında, iki haftada, mektuplar halinde ve şiirsel bir dille yazılmıştı. Bu yazıda, Genç Werther’in Acıları kitabı üzerinden hem Werther hem Goethe analiz edilecek ve fırtına ve coşku dönemindeki akıl ve kalp ikilemi, depresyon, intihar, kitaptaki kadın Genç Werther’in Acıları. İliklerine kadar romantik bir kahraman; tutkulu bir genç ressam Werther, dostu Wilhelm’e yazdığı mektuplardan oluşan kitap; Genç Werther’in Acıları ( The Sorrows of Young Werther ), okuyanı bir imkansız aşk sarmalı için kayalıklardan yuvarlıyor, bugünün aşklarından bir galaksi ötede olsa da GençWerther'in Acıları Kitabın Yazarı : Johann Wolfgang von Goethe Kitap Hakkında Bilgi : Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther'in Acıları'nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştır. “Bir insanın cehennemi bazen taşıdığı kocaman yüreği olabilir. O yürekte barınan duygunun her türlüsü: sevgi, hüzün, hayal kırıklığı” Kahramanımız Werther ’in de en büyük sınavı taşıdığı kocaman kalbiyledir. Dünyaya bakışı, kendi ifade etme şekli ve hissettiği duyguların yoğunluğu onu diğer insanlardan ayırmasının yanı sıra GençWerther'in Acıları Kitap Açıklaması Evrensel boyutlara ulaşmış ünüyle bugün dünya edebiyatının en büyük yazarlarından biri sayılan Goethe, henüz yirmi beş yaşındayken yazdığı Genç Werther’in Acıları’nda, kısa bir süre önce Charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. genç werther'in acıları'nda, kısa bir süre önce charlotte adlı genç bir kadınla yaşadığı mutsuz ilişkiden yola çıkmıştı. almanya'da bütün gençliği etkisi altına alan romanın, birçok intihara neden olduğu, werther'in giydiği mavi frak, sarı yelek ve çizmelerin döneminde moda yarattığı söylenir. 2yhsrQk. Giriş Tarihi 0048 Son Güncelleme 0048 ABONE OL ATV ekranlarının en sevilen yarışma programlarından Müge Anlı ile Güven Bana tüm hızıyla devam ediyor. Efsanevi yarışma Güven Bana’nın bu akşamki programından ''Genç Werther'in Acıları'' adlı roman Goethe tarafından ilk olarak hangi dilde yazılmıştır? sorusu gündeme oturdu. İşte ''Genç Werther'in Acıları'' adlı roman Goethe tarafından ilk olarak hangi dilde yazılmıştır? sorusunun cevabı… ''Genç Werther'in Acıları'' adlı roman Goethe tarafından ilk olarak hangi dilde yazılmıştır? A- Fransızca B- İtalyanca C- Felemenkçe D- Almanca CEVAP İntihar edenlerin çoğu, yarı yolda kalmış öldürmeyi göze alamadıkları için kendilerini öldürürler. İhtisasını ölüm ve çeşitleri üzerine yapmış biri olmak bana da yetmemişti ilk gençliğimde. Belki de bu yüzden silinmez kötü bir hatıra gibi işte tam da şuracığımda, sol mememin altında bir kurşun yarası durur; aradığı rengi bulamamış huzursuz, mutsuz bir ressamın fırça darbesi ya da Nietzsche'nin aklını başından bir anda alan kırbaçlanışı gibi bir atın... Yaraların kardeş olduğuna en çok da bu yüzden inanırım. Konuşma dili ile akademik dili harmanlayabiliyor olmam da bundan dolayıdır sanırım. Bu nedenle bazı kitapları değerlendirirken kiminde dilin kullanım biçimi benim için daha önemliyken, kiminde mesele dilden çok daha önemlidir. Çünkü kullanılan dile 'anlaşılacak' biçimi veren o dil ile ifade edilen meselenin kendisidir. Ölümün kendi doğal akışına karşı bir eylem ve onun bir çeşidi olan öz kıyım ya da intihar üzerine doğrusu konuşmaktan ve sözler etmekten -bir etki alanı yaratmaktan- çok korkan biri olmama rağmen, bir yanımla hâlâ çok önemsediğim ve kapılmamak için buna kendini avutmaya çalışan biri olduğumu da ifade etmeliyim. Fakat şu da ayrıca bir gerçek ki, insan kendini kaçtığı şeyin dizleri dibinde buluyor hep. Benim için de bir olgu ya da eylem olarak intihar tam olarak bu. Çünkü ben de kaçtığım şeylerin dizleri dibinde buldum hep kendimi. Fakat insanın yaşamını sürdürmeye devam etmesi, başkalarının kendisine bağlı yaşamlarını sürdürebilmesi zorunluluğu ile ilgili. Yani kişi kendini öldürmüyor buna kalkıştığında, başkalarını yok ediyor kendini yok ettiğinde ve bunu yaparken herkes bunun gerçekten de bilincinde. Hep söylerim, derinlik öldürmesin! Her zaman da tekrar edeceğim. Fakat intihar her anlamda derinlikle ilgili ciddi bir sorundur. Öldürebilir! Sadece tıbbi alanla ilgili bir sorun da değil. Felsefe, biyoloji, psikoloji, sosyoloji ve tabii edebi açıdan da önemli yansımaları olan bir sorun. Hayatın saçma olduğunu ve intihar etmenin erdemliliğini kimi zaman ileriye süren filozoflar, aynı zamanda intiharların saçmalığa katkıda bulunacağını ve bu yüzden intihar ve benzeri davranışlardan kaçınılması gerektiğini söylemişlerdir çoğu zaman, kendileriyle çeliştiklerini bile bile. Psikolojik açıdan depresyona uğrayan bazı insanlar çelişkilerinin, acılarının, çıkmazlarının çaresini intihara sürüklenmede ararlar. Kişinin kendini öldürmesi toplumdaki diğer insanları da etkileyerek, toplumun düzenini bozduğu için sosyolojik bir sorundur aslında. Bunun dışında dini ya da siyasal hiçbir otorite tarafından pek de önemli bir şey olmadığı kesin. Dante, 14. yüzyılda kaleme aldığı İlâhi Komedya adlı eserinde intiharın, Hıristiyan inancından dolayı bağışlanamaz bir günah olduğunu ileri sürüyordu bu nedenle. Dedim ya, hiçbir otorite kölelerini ve vergi mükelleflerini kaybetmek istemez. Bunun dışında herhangi birinin kendini öldürmesi bir fırtına ya da infial yaratmıyorsa, kimsenin ölümü kimsenin umurunda değil demektir. Son zamanlarda intiharın yaygınlaşmasının nedenleri arasında intiharın bir seçenek olarak daha fazla kabul görmesi önemli bir etken... Toplumla bu kadar yakın ilişkisi olan, insanı bu kadar hayrete düşüren intihar denilen olaydan, sanatın ve özellikle edebiyatın uzak kalması da elbette mümkün değil. Cioran, Bernhard ve benim gibiler ölüm ve çeşitlerinden ilham ve cesaret alırlar. Oysa bazılarımız hiç de bu kadar şanslı değildi. Nilgün Marmara, Kaan İnce, Pavese ve Plath ve diğerleri gibi. Bugün hâlâ ölmeyi düşünen pek çoğu genç insanlar tanıdım. Onları dinlerken ciğerlerimin dağlandığını duyumsadım. Ve onlar için Genç Werther'in Acıların'ı kaleme alan Goethe'den ve ölme isteğinden biraz söz etmek istedim. İnsanoğlu sonsuz hayatla ödüllendirilmiş ya da cezalandırılmış olsaydı, elbette kendisini öldürmeye hakkının olduğunu ben de ısrarla iddia edebilir ve savunurdum. Fakat bu mümkün değil. Zaten çok kısa olan bu yaşamı yarıda bırakmamalı. Bütün sorunlar bir anda çözülebilir, belki sadece aşk acısı biraz daha uzun sürebilir. Çünkü bence de aşk acısı Tanrı'nın da bilmediği bir şeydir. Goethe'de ilk gençlik yıllarında dilden ileri bir durumla karşı karşıya kalmış ve meselesinin dili kullanma biçiminin önüne geçmesine engel olamamıştır. Ruhunu arayan bir ruh haliyle alman Edebiyatı'nda bir çığır açan Genç Werther'in Acıları ile modern Alman romanının öncüsü olmakla birlikte 18. yüzyılda bu kitabı yayımladığı andan itibaren bütün Avrupa dâhil bir intihar salgını başlatmıştır. Tetikleyici bir kitap olarak; bu salgın bir anda bir intihar fırtınasına dönüştü ve tüm dünyada etkisini Werther Modası yaratarak, çoğunluğunun erkek olduğu birçok genç insanın intiharına neden olmuştur. Goethe'nin otobiyografik etkenlere dayalı kaleme aldığı bu kitap elbette ki, kendisi hakkında bir gerçek kesiti ele vererek de bu etkiyi yaratmıştı şüphesiz. Bu etki o kadar etkindi ki, Avrupa başta olmak üzere dünyanın pek çok yerinde birçok genç insan, kitabın kahramanı Genç Werther gibi çizme, mavi ceket ve sarı yelek giyerek intihar ediyordu. Sanki bu kitabı arkalarında kendilerinden bir mektupmuş gibi işaret ederek bırakıyorlardı. Gençlik yıllarında yakın arkadaşı Kestner'in nişanlısı Charlotte'ye körkütük âşık olan Goethe, bu umutsuz aşkın etkisiyle intiharı düşünmüş ve sevgilisine şöyle bir veda mektubu yazmıştır Artık kararımı verdim Lotte! Ölmek istiyorum ve bu mektubu seni son kez olarak göreceğim günün sabahında yazıyorum. Bu satırları okuduğunda, seni seven o huzursuz ve bahtsız insandan geriye kalan cansız bedenimi, kara toprağın serinliği örtüyor olacak… Ve aradan geçen elli dört yıl sonra Goethe, tesadüfen karşılaştığı gençlik aşkını yaşlı bir cadaloz olarak gördüğünde, kendi kendine çok hayıflanmıştır. Fakat uzun yıllar neden olduğu intiharlar nedeniyle yasaklanan kitap ancak 1800'lerde tekrar yayımlanma özgürlüğüne kavuştuğunda yeniden yayımlanan o ilk baskıya şu ön sözü yazmıştır Bir erkek ol ve benim ayak izlerimi takip etme! Goethe'nin bu ikazı yeni intiharları kısmen de olsa önlemeye yetmişti. Fakat kendini öldürmeyi seçen biri için bir tetikleyici aynı zamanda engelleyici de olamaz. O romantik karanlık çağın bugün reel karanlık çağ olduğunu da göz önüne alırsak, yükselen hayat standartlarına, Epikürcü bütün haz arayışlarının tatminine rağmen ölüm haşmetiyle aramızda gezmeye devam edecek ve her intihar olayı sıradan bir olay sayılana kadar da durmayacak. Dostoyevski'nin "Ecinniler" adlı romanda, romanın kahramanı Kirilov, kendini vurarak, intihar etmeden önce şöyle haykırır Ben böylece, kendi irademin üstünlüğünü ilan ediyorum! Böylece 18. yüzyıl sona erip 19. yüzyıl başladığında Genç Werther'in Acıları adlı kitabın neden olduğu intiharlar da aslında durmamış, boyut değiştirmiş ve İntihar, dâhilerin ödemesi gereken pek çok bedelden biridir düşüncesinin Avrupa'dan başlayarak dünyaya yayılmasına neden olmuştur. Nitekim Van Gogh, Jack London, Ernest Hemingway, Virginia Wolf, Stefan Zweig, Çaykowski, Mayakovski gibi kendi alanlarının büyük dâhileri de bu düşüncenin izmleri doğrultusunda intihar yolunu seçmişlerdir. Sanatçı hassasiyetinin, yanı sıra aşırı duyarlılığın kurbanı olan Virginia Woolf kendini boğmuş, Hemingway kendini bir av tüfeğiyle vurmuştur. Gerard de Nerval ve Dalida da yine kendilerini öldürmüşlerdir. Zweig de, karısıyla birlikte kendini ölümün soğuk kollarına bırakmıştır. Hayatlarının son dönemlerinde ölümün kıyısında gezen bu yetenekli insanları, açık denizlere ya da uçurumlara çeken manevi bir çöküntüydü belki de kendi içlerinde. Oysa felsefi buhrandan, maddi problemlere ve hatta aşk acısına kadar insanı ölüme sürükleyen temelde asla apaçık bir şekilde bilinemeyecek olan varoluş olacaktır. Görmenin ağırlığı, bilmenin mutsuzluğu ve yaşamanın insanda bıraktığı bir başınalık duygusu yüzünden bazı kitaplar tetikleyici olarak okunmaya hep devam edecektir. Dünya klasiklerinden olan ve mutlaka okunması gereken Genç Werther’in Acıları romanının özetini ve tahlilini yazımızda anlatmaya Werther’in Acıları adlı roman ünlü yazar Goethe’ye sahip olduğu şöhreti kazandıran romandır. Genç Werther’in Acıları romanı piyasaya ilk çıktığı zaman, o günün Almanya’sında büyük etki bırakır ve Alman toplumundaki melankolik, duygusal kişilerin sarı pantolon ve mavi ceket giyerek sokaklarda dolaşmasına sebep olacak bir moda akımına sebep olur. Moda akımı olmasını bir yana bırakacak olursak Genç Werther’in Acıları adlı roman piyasaya çıktığı dönemde birçok kişinin intihar etmesinin asıl sebebi olarak gösterilir. Roman piyasaya çıktıktan sonra Almanya’da intihar vakalarının büyük oranda arttığı görülür. Goethe’nin Genç Werther’in Acıları romanını kaleme alırken kendi yaşanmışlıklarını yazdığı bilinmektedir. Henüz 25 yaşında genç bir avukat olan Goethe, Wetzler Mahkemesinde birlikte çalıştığı arkadaşının nişanlısı Charlotte Buff ismindeki kadına aşık olur. Başına gelen bu karşılıksız aşk sonucunda düştüğü duygu ve ahlak karmaşasını Genç Werther’in Acıları adlı romanda anlatmaya çalışır. Genç Werther’in Acıları Romanının Konusu Aydın bir genç olan Werther’in şehirden ve toplumdan kaçarak sessiz sakin bir yere yerleşir. Romanda Werther, taşındığı küçük yerde tanıştığı Lotte’ye aşık olur. Ancak bir problem vardır ki o da Lotte’nin nişanlı olmasıdır. Romanda Werther’in, Lotte’ye olan imkansız aşkı yüzünden intihara sürüklenmesini arkadaşı Wilhelm’e yazdığı mektuplardan okuruz. Genç Werther’in Acıları Romanının Özeti Werther yaşadığı şehri terk ederek sessiz sakin bir yer olan Wahlheim’e yerleşir. Burada yaşadıklarını ve hislerini en yakın arkadaşı olan Wilhelm’a mektup yazarak anlatır. Werther keşfettiği bu yerden çok memnundur. İstediği gibi kafasını dinleyebilmekte ve istediği gibi resim yapabilmektedir. İlk zamanlar eğitimli biri ile sohbetler eden Werther, bu genç ile hiç anlaşamaz. Daha sonra tanıştığı Prensin memurlarından adı romanda S.. olarak geçen 9 çocuklu bir adam ile tanışır. Bu adamı çok sever ve adamın onu evine davet etmesi üzerine muhakkak geleceğini söyler. Adam eşinin ölümünden sonra şehirden uzaklaşmak için Prensin av köşklerinden birine taşınarak 9 çocuğu ile birlikte yaşamaya başlamıştır. Werther, adamın en büyük kızı hakkında büyük övgüler duyar. Resim yapmak için çıktığı bir gün hareketsiz oturan çocukları çizmeye başlar. Akşama doğru çocuklara bir kadın yaklaşır. Kadın çocukların annesidir. Eşinin miras davası için şehre gittiğini söyler. Werther, çocukların her birine para verir. Werther, kasabanın çocukları ile iyi geçinmek ve çocuklara kendini kabullendirmek için özellikle çaba sarf eder. İlerleyen günlerde bir genç ile daha tanışır. Genç, dul bir kadının işlettiği handa çalışmaktadır. Werther, Wilhelm’e yazdığı mektupta genç adamın kadına hissettiği duyguların saflığını kelimeler ile anlatamayacağını söyler. Wahlheim’e iyice alışan Werther, bir baloya davet edilir. Baloya katılmak için yanına bir partner bulur. Kiraladığı araba ile partneri ve partnerinin teyzesi ile yola koyulur. Baloya varmadan önce partnerinin bir arkadaşını da almaya gideceklerdir. Araba ormanın içindeki eve doğru yola devam eder. Partnerinin teyzesi, almaya gittikleri kıza dikkat etmesi ve aşık olmaması konusunda Werther’i uyarır. Werther merakla bu uyarının sebebini sorduğunda kızın nişanlı olduğunu öğrenir. Kızın evinin önüne geldiklerinde hizmetliler biraz beklemelerini rica eder. Werther kızı almak için eve girer. Evde küçük çocuklara bir ekmeği pay etmekte olan Charlotte S..’yi görür. Bu kız daha önce tanıştığı danışman S..’nin kendisinden övgü ile bahsedilen en büyük kızıdır. Werther, Charlotte’ye ilk gördüğü anda aşık olur. Partnerinin teyzesinin uyarısını çoktan unutur. Charlotte ile tanıştıktan sonra arabaya binerek yollarına devam ederler. Arabada sohbet devam eder. Balo yerine vardıklarına Chorlette’nin ve teyzenin kavalyeleri onları beklemektedir. Birkaç danstan sonra Werther, Charlotte’nin kavalyesinden izin alarak Charlotte ile dans etmeye balar. Bütün gece Charlotte ile vakit geçiren Werther, Charlotte’yi evine bıraktığında tekrar görüşebilmek için Charlotte’nin onayını alır. Bu buluşmalar bir defa ile de kalmaz. Charlotte S.’e herkez Lotte diye hitap eder. Werther ve Lotte balodan sonra hemen hemen her gün buluşur ve birlikte vakit geçirirler. Lotte’nin bir yere gitmesi ya da birini ziyaret etmesi gerektiğinde yanındaki refakatçisi her zaman Werther olur. Yaşlı kadını ziyaretlerinde, Kasabanın Papazı ve eşini ziyaret ettiklerinde ya da Lotte’nin akordu bozuk olan piyanosunun tamiri için Werther her zaman Lotte’nin yanındadır. Werther, Lotte’den ayrı kalamamaktadır. Her gün bir bahane ile Lotte’nin yaşadığı orman içindeki evine gider. Lotte’nin kardeşleri de Werther’i kabullenir ve Lotte’ye duydukları sevgiyi Werther’e de gösterirler. Werther’in korku ile beklediği gün gelir ve Lotte’nin nişanlısı Albert kasaba’ya geri döner. Werther, Lotte ile olan dostluğunu Albert’in yanında da göstermek zorunda kalır. Ne zaman Lotte’yi ziyarete evine gitse Albert evin bahçesindeki çardakta oturmaktadır. Werther, Albert’i Lotte ile arasındaki tek engel olarak görse de Albert’e kızamaz ya da ondan nefret edemez. Çünkü Albert’in ne kadar iyi ve dürüst bir insan olduğunu istemese de kabullenmek zorundadır. Lotte ile ne kadar iyi bir dostluk kurduysa Albert ile de o kadar iyi bir dostluk kurar. Werther, Albert’e karşı asla kötü düşünmez. Albert’te Werther’i sever ve dostluğunu kabul eder. Yine de Werther, “Acaba yalnız kaldıklarında Lotte’yi kıskançlık krizleri ile bunaltıyor mu?” diye aklından geçirmeden edemez. Bir gün ormanın derinliklerine dolaşmaya karar veren Werther, Albert’ten duvarda asılı olan silahlarından birini ister. Albert’te içini doldurmayı göze alıyorsa ödünç almasında hiçbir sıkıntı olmadığını söyler. Werther silahı yanındaki yardımcısına doldurması için verir. Ancak yardımcı silah ile yanındaki kızlara şaka yaparken silah patlar ve kızlardan birinin başparmağına isabet ederek kızın parmağını kırar. Werther, o günden sonra o silahı hiç doldurmaz. Yine bir seferinde Werther boş silahı kafasına dayadığı bir gün Albert odaya girer. Werther’in bu hareketine sinirlenen Albert, insanın kendi canına kıyması kadar aciz bir durumun olmadığını söyler. Werther ise bu durumu bir cesaret göstergesi olduğu konusunda ısrarcıdır. Bu konu hakkında uzunca konuşurlar. Albert ve Lotte’yi birlikte görmeye daha fazla dayanamayan Werther, Wahlheim’den gitme kararı alır. Albert ve Lotte’ye veda eden Werther, saraya dahil bir işe girer. Geleceği olan ve yükselme garantili bir işe. Yeni taşındığı yerde Kont ile çok iyi anlaşırlar. Ancak sevmediği insanlarda oldukça fazladır. Froylayn B. adında bir kız ile tanışır. Kıza karşı olumlu sıcak duygular hisseder. Bu arada Lotte ve Albert’in evlendiği haberini alır. Aradan geçen zamanda çalıştığı yer Werther’e ağır bir yük gibi gelmeye başlar. Kont’un düzenlendiği bir baloya bizzat Kont’un davetlisi olarak katılır. Ancak davetteki hiç kimse Werther’in orada olmasını istememektedir. Werther’de o kadar burjuva insanının arasında olmaktan memnun değildir. O saate kadar kalmasının tek sebebi Froylayn B..’dir. Kont, Werther’den, nazikçe balodan ayrılmasını ister. Kont da Werther’e söyledikleri için üzgündür. Werther, o gece baloda olanları Froylayn’dan öğrenir. Kaldığı şehre ve işine daha fazla dayanamayan Werther, istifasını verir. Veliaht Prens’in davetini kabul ederek onun sarayında vakit geçirmeye karar verir. Yol sırasında da doğduğu şehre uğrayarak çocukluk hatıraları arasında bir süre kaybolur. Prens ile de fazla dayanamayan Werther, huzuru ve aşkı bulduğu Wahlheim’e dönme kararı alır. Wahlheim’e döndüğünde ilk karşılaştığı kişiler, romanın başında resmini çizdiği çocuklar ve annesi olur. Çocukların en küçük olanının sefaletten öldüğünü, miras davası için şehir dışına çıkan baba ise eli boş döndüğünü öğrenir. Ne yapacağını bilemeyen Werther, küçüğe hediyeler vererek oradan uzaklaşır. Daha sonrada hancı kadına aşık olan adamı merak eder. Ancak kimse o genç adam hakkında konuşmak istemez. Genç adamı başka bir yerde gören Werther, genç adamdan olayların aslını öğrenmek ister. Genç adam tutkusuna yenik düşerek Hancı kadına aşkını itiraf eder ve kadın ile birlikte olmaya çalışır. Ancak kadın onu reddeder. O sırada da genç adamı hiç sevmeyen ve hancı kadının mirasında gözü olan küçük kardeşi bu olayı adamdan kurtulmak için fırsat bilir ve genç adama iftira atar. Adam kasabayı terk etmek zorunda kalır. Hancı kadın ise kendine yeni bir yardımcı bulur. Albert ile Lotte ile arkadaşlığını devam ettiren Werther, bir gün şehir dışında bir gezintiye çıkar. Çayırda zihinsel engelli biri ve annesi ile tanışır. Ancak kadının anlattıklarının tamamını dinlemeden oradan ayrılır. Daha sonra o engelli adamın Lotte’nin babası ile çalışan biri olduğunu ve Lotte’ye olan aşkı yüzünden işten kovulduğunu öğrenir. Adam bütün bunların sonucu aklını yitirerek akıl hastanesine yatırılmıştır. Hancı kadının eski yardımcısının yeni yardımcıyı öldürdüğünü duyduğunda hemen olay yerine giden Werther, yakalanan suçluyu savunmaya başlar. O adamı kendi yerine koymaktadır. Çünkü Lotte’ye olan aşkının kendisini Albert’i öldürmeye götürebileceğinin farkındadır. Werther sadece kendi hayatına son vermeye karar verir. Önce Lotte’ye aşkını açık açık itiraf eder. Ancak Lotte o kadar iyilik meleği timsali biridir ki Werther’e karşı boş olmasa da Albert’e ihanet etmeyi kabul edemez. Reddedilen Werther, Albert’ten tekrar aldığı silahı doldurarak intihar eder. Genç Werther’in Acıları Romanının Kahramanları Werther Okumuş, iyi bir eğitim almış varlıklı bir ailenin çocuğudur. Toplumun ikiyüzlülüğünden sıkılarak bir kasabaya yerleşir. Burada sadece resim yapar ve yanından hiç ayırmadığı Homer’i okur. Sessiz, sakin hayatı Lotte ile tanışanca tamamen değişir. Wilhelm Werther’in çocukluk arkadaşı. Olayları Werther’in Wilhelm’e yazdığı mektuplardan öğrenmekteyiz. Wilhelm hakkında çok fazla bilgi yoktur. Ancak aklı başında biri olarak Werther yol göstermeye ve akıl vermeye çalışır. Lotte Melek denecek kadar güzel ve iyilik timsali bir kız. Sekiz kardeşini annesi öldükten sonra anneleriymiş gibi büyütür. Werther’e karşı hisleri olsa da Albert ile evli olduğu için Albert’e ihanet etmek istemez. Albert Lotte’nin nişanlısıdır ve daha sonra kocası olur. Werther’in Lotte’ye olan hislerini bildiğini varsayabiliriz. Ancak Werther gibi iyi birine de güvenmektedir. Genç Werther’in Acıları Romanında Mekan Romandaki olaylar küçük bir yerleşin yeri olan Wahlheim adında bir vadidir. Genç Werther’in Acıları Romanında Zaman Mektup şeklinde yazılan romanda günler mektup başlarında sıralı bir şekilde verilir. Romanın akışı hep ileriye dönüktür. Genç Werther’in Acıları Romanının Tahlili Goethe’nin kendi hayatından esinlenerek yazdığı bu roman, mektuplar halinde yazılır. Bu hali ile bile döneminde yazılan eserlerden ayrılabilir. Belli bir noktadan sonra ise romanın anlatımı, Werther intihar edeceği için romanı derleyen kişi ağzından devam eder. Sanatsal bir dille yazılan bu romanda mekan, duygu ve düşünce tasvirinin anlatımında süslü bir dile sahip olduğu kolayca görülebilmektedir. Fransız koreograf Yannick Boquin'in, Alman yazar Goethe'nin, yaklaşık 250 yıl önce kaleme aldığında kendisi kadar sokaktaki gençleri de kıyafetinden ruh haline kadar etkileyen ''Genç Werther'in Acıları'' adlı romanını, romantik besteci Frederic Chopin'in müzikleri üzerine kurguladığı eseri, yarın Süreyya Operası'nda seyirciyle ile birlikte eseri sahneye koyan İzmir Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Siner Gönenç, yaptığı açıklamada, Boquin'in, 2009'da Dünya Dans Günü kapsamında İstanbul seyircisi için eserden ufak bir parça sahnelediğini ve bunun büyük ilgi gördüğünü üzerine eserin tümünün 2 perde olarak sahneye taşındığını kaydeden Gönenç, Chopin'in 28 farklı piyano parçası üzerine kurgulanan eserin, 24 Aralık 2011'de gerçekleşen ilk temsilinin, dünya prömiyeri olma özelliği de taşıdığını Devlet Opera ve Balesi'nin, sezonun üçüncü bale eserinde repertuvarına ''Genç Werther'in Acıları''nı aldığını ifade eden Gönenç, genç Werther'in Charlotte'ye olan aşkını, orijinal romana bağlı yorumlayan Boquin'in, eseri, romantik dönemin en önemli bestecilerinden Chopin'in müzikleri üzerine kurguladığını ve lirizmi doruklara taşıdığını 28 parçasından oluşan repertuvarın, Bakü asıllı piyanist ve aynı zamanda İzmir Devlet Opera ve Balesi misafir sanatçısı Yelena Şekalyova tarafından canlı seslendirildiğini belirten Gönenç, bunun da esere ayrı bir güzellik kattığını eserin bir diğer sürprizinin ise bariton Bahadır Noyan Coşkun'un besteldiği aryayı seslendirmesi olduğunu ifade etti."ESER 18. YÜZYILI YANSITACAK"Siner Gönenç, eserde, ''Werther''i Erhan Güzel/ Mehmet Nuri Arkan, ''Charlotte''yi Deniz Zirek/Zuhal Balkan, ''Albert''i Barış Adikti/Ömer Erenler Albert'in yakın arkadaşı ''Wilhelm''i ise Egemen Kement/ Arkan ile grup danslarını İstanbul Devlet Opera ve Balesi sanatçılarının yorumlayacağını sokaktaki gençlerin kıyafetinden ruh haline kadar her şeyi etkileyen Goethe'nin eseri, bale sahnesinde de dönemine uygun olarak 18. yüzyılda geçeceğini ifade eden Gönenç, eserin ait olduğu dönem olan 18. yüzyılı andıran dekor ve kostümlerini başdekoratör İsmail Dede'nin hazırladığını, ışık tasarımını ise Bülent Darcan'ın yaptığını Gönenç, eserin geçen yıl ''Donizetti Klasik Müzik Ödülleri'' kapsamında ''Yılın Bale Dans Yapımı'' ödülüne layık görüldüğünü hatırlattı."SON DÖNEMDE KLASİK ÇALIŞILMIYOR"Siner Gönenç, ''Neden Genç Werther'in Acıları'nı sahneye taşıdınız?'' sorusu üzerine, Türkiye ve dünyada son dönemde yeni klasik eserlerin çok az çalışıldığını belirterek, yeni eserlerin genellikle modern üzerine kurulduğunu, bu nedenle klasik bir eseri yorumlamak adına ''Genç Werther'in Acıları''nı sahneye taşıdıklarını ''Balede, sanırım acıyı tarif etmek daha kolay'' müzikle birlikte ortaya çıktığını vurgulayan Gönenç, eseri Yannick'e en iyi Chopen'in anlattığını 1774 yılında iki haftada yazdığı mektup şeklinde ilerleyen romanın duygular üzerinde yazılan ilk roman olma özelliği taşıdığını vurgulayan Gönenç, romanın o dönemde hem halkı hem de Goethe'nin hayatını değiştirdiğini ve onları etkilediğini ''O bizim bebeğimiz'' diye tanımlayan Gönenç, ''Genç Werther'in Acıları''nı gelecek sezon Atina'da sahneleme planları olduğunu belirtti.''Genç Werther'in Acıları'', yarın, 25, 27 Aralık ile 3, 5, 8, 10 ve 12 Ocak'ta Süreyya Operası'nda izlenebilecek. ESERDE NELER OLUYOR?''Genç Werther'in Acıları'' adlı balenin konusu özetle şöyle ''Genç Werther, Charlotte'a duyduğu karşılıksız aşkın çaresizliği içinde acı çekmektedir. Yakın arkadaşı Wilhelm dışında kimseyle paylaşamadığı bu sır, giderek daha kötü bir tutku ve acıya dönüşür. Charlotte, Albert ile evlidir. Evliliklerinden kısa bir süre önce ölmüş olan annesinin onlara vasiyet ettiği üzere Charlotte ve 6 kardeşi Albert'in bahçeli evine yerleşmiştir. Werther, ona her ne kadar dayanılmaz acılar verse de zaman zaman bu genç çifti ziyaret eder. Werther, Charlotte ile kitaplar üzerine uzun uzun sohbet eder. Bu işin bir sonu olmadığını bilen Werther, şehri terk eder. Aylar sonra döndüğünde Charlotte ve Albert'in evlerinde verdiği büyük partiye katılır. Sonunda bir yolunu bulup Charlotte'a aşkını itiraf ederek öper. Kadın ne yapacağını şaşırmış bir şekilde koşarak uzaklaşır. Kahramanımızın asıl acılı günleri bundan sonra başlar.''AA İsmet Özel Türk edebiyatının önemli isimlerinden, kitaplarıyla çoğu insanın ruhuna dokunan İsmet Özel, bugün 77 yaşına girdi. Peki İsmet Özel kimdir? Şiirlerini ve hayatını sizler için araştırdık... 118550 Ahmet Hamdi Tanpınar Zaman mefhumuna bir başka bakan, şiirleri, romanları ve edebiyat tarihi araştırmalarıyla bilinse de edebiyattaki yerinin yanında kişiliğiyle dikkat çeken Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hayat hikâyesidir. 34450 Kemalettin Tuğcu “Ben edebiyatçı değilim, romancı değilim. Ben yazı yazma hastasıyım,” diyen, ilk gençliğini 60’lar, 70’lerde geçirenlerin yol arkadaşı olmuş kitapların yazarı Kemalettin Tuğcu’nun hayat hikâyesidir... 31350 Pablo Neruda Yaşamını “Benim için yazmak nefes almak gibidir,” şeklinde özetleyen, en iyi aşk ve direniş şiirlerinin şairi Pablo Neruda’nın hayat hikâyesidir… 44400 Gabriel Garcia Marquez “İyi bir hikâye yazmak en büyük tutkum,” diyen, ülkesinde İncil’den sonra en çok satan kitap Yüzyıllık Yalnızlık’ın yazarı Gabriel Garcia Marquez'in hayat hikâyesidir... 91950 Asım Gültekin Birçok derginin yayına başlamasına öncülük eden, tam biz sözlük ve seyahat tutkunu, uzun yıllar yaptığı kültür çalışmalarıyla tanınan Asım Gültekin’in hayat hikâyesidir… 221300 Adalet Ağaoğlu Daha çok roman ve öykü türündeki eserleriyle tanınan, 20. yüzyıl Türk Edebiyatı’nın en önemli romancılarından biri olarak kabul edilen Adalet Ağaoğlu’nun hayat hikâyesidir… 277500 Oruç Aruoba Şiirleri, aforizmaları, kitapları ile edebiyatımızda özel bir yer edinmiş, edebiyatımızın ve düşünce dünyasının kendine has düşünen ünlü düşünürü, yazar, şair Oruç Aruoba’nın hayat hikâyesidir… 194900 Nuri Pakdil Türk Edebiyatı’nda Kudüs Şairi olarak özel bir yer edinen Yedi Güzel Adam’dan biri Nuri Pakdil’in hayat hikâyesidir… 1019850 Halil İnalcık Tarih alanındaki önemli çalışmaları, yetiştirdiği öğrencileri ve geride bıraktığı mirasıyla, Tarihçilerin Kutbu adıyla tanıdığımız Prof. Halil İnalcık’ın hayat hikâyesidir… 883250 Johann Wolfgang von Goethe Ölümlerin ve aşkların gölgesinde yaşadığı hayatı boyunca kalbinden gökyüzüne tersine uzanan madalyonda kendini arayan, Genç Werther’in Acıları ile ruhumuzu sarsan yazar Goethe’nin hayat hikâyesidir… 697450 Küçük İskender Marjinal şair olarak anılan, çağdaş şiirin özel isimlerinden Küçük İskender’in hayat hikâyesidir… 372800 Özdemir Asaf Pek çok dizesini ezber ettiğimiz zarif ve duygu dolu şairlerin naif şairi, Özdemir Asaf’ın hayat hikayesidir… 2028000 Orhan Kemal Eserlerinde yaşamın içinden kahramanlar seçen, Hanımın Çiftliği, Bereketli Topraklar Üzerinde, Devlet Kuşu gibi ünlü romanların yazarı Orhan Kemal’in hayat hikâyesidir… 692350 Kadir Mısıroğlu Osmanlılar İlim ve İrfan Vakfı Kurucusu ve Başkanı Kadir Mısıroğlu’nun hayat hikayesidir… 1160200 Jack Kerouac Beat Kuşağı edebiyat hareketine öncülük etmiş, Yolda romanı ile bu kuşağı ve tüm Amerika’yı keşfedişini anlatan, hep kendini arayan ve kayboluşunu kabul eden yazar, Jack Kerouac’ın hayat hikâyesidir. 260650 Hüseyin Rahmi Gürpınar Eldivensiz evden çıkmayan, en büyük zevki örgü örmek, dondurmayla reçel yapmak olan, Türk Edebiyatı’nın bağımsız sanatçılarından biri olarak anılan yazar, Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın hayat hikayesidir. 598450 Nikolay Gogol Puşkin’in ardında hissettiği varlığıyla daha büyük bir güçle yazan, “Ölü Canlar”, “Palto”, “Bir Delinin Hatıra Defteri” gibi büyük eserlerin yazarı, Nikolay Vasilyeviç Gogol’un hayat hikayesidir... 1028700 Miguel de Cervantes Osmanlı’ya karşı savaşırken esir düşen, bir ömür yazmak ve yaşamak için mücadele verirken yolu türlü talihsizliklerden geçen dünyanın okuduğu Don Kişot’un yazarı, Miguel de Cervantes’in hayat hikayesi 719850 Halide Edib Adıvar Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı’nın en önemli isimlerinden, eğitim ve yazım alanında biriktirdiklerinin yanında Milli Mücadele sırasındaki cesurluğu ile bilinen kadın, Halide Edib Adıvar’ın hayat hikayesi 2011800 Mehmet Akif Ersoy Ulusuna bıraktığı İstiklal Marşı’nı yaşayarak yazan, eserlerinde güzeli öğütlemenin peşinden giden adam, Mehmet Akif Ersoy’un hayat hikayesidir… 2768050 Ernest Hemingway Birçok yazarın esin kaynağı, travmalarından ve savaşlardan ölümsüz eserler çıkarmış, yüreğinin özel ibriğinden sızdırdığı kelimeleri sonsuzluğa mühürleyen yazar, Ernest Hemigway’in hayat hikayesidir. 1111950 Louis Aragon En önemli Fransız şairlerinden, Mutlu Aşk Yoktur adlı eseriyle gönlümüzü kazanmış, her şiirinde aşkın somut karşılığını hissettiren Louis Aragon’un hayat hikayesidir… 493000 Herman Melville Moby Dick ile bir maceradan çok fazlasına sürükleyen, kıymeti ölümünden çok sonra bilinmiş yazar Herman Melville’nin hayat hikayesidir… 130050 Stephen King Zekası ve hayal gücüyle büyüleyen, korku ve gerilim denince akla ilk gelen usta yazarlardan Stephen King’in hayat hikayesidir. 668250 Sunay Akın Kelimelerin hayata kattığı anlamı keşfeden, hayallerinin peşinden koşan şair, Sunay Akın’ın hayat hikayesidir… 362900 İlhan Berk Ressamca şiirler yazıp şiirce resimler yapan, rengin de sözcüğünde değerine değer katan şair, İlhan Berk’in hayat hikayesidir. 554950 Rowling Küçük büyük herkesin sevgilisi, Harry Potter serisinin yazarı, şöhretiyle dikkat çeken J. K. Rowling’in hayat hikayesidir. 2462850 Tomris Uyar Adına yazılan şiirlerle İkinci Yeni Akımı’nın özel ismi olan, her zaman hayatın ciddiye alınacak bir yanı olmadığını vurgulayan öykü yazarı ve çevirmen Tomris Uyar’ın hayat hikayesidir... 2765000 Ahmed Arif Hasretinden eskittiği prangaları yıllarca kendine yol eden, yollarını saygı duyduğu şiirlerine adayan şair ve gazeteci Ahmed Arif’in hayat hikayesidir… 1838100 Tom Robbins Ayı ve güneşi bir başka algılamamıza sebep, hayal gücü Kaf Dağı’nı aşan yazar Tom Robbins’in hayat hikayesidir. 109400 Sezai Karakoç İkinci Yeni şiirinin uç beyni, tevazu ve beyefendiliğin kalesi, büyük düşünür, siyasetçi, şair ve yazar Sezai Karakoç’un hayat hikayesidir… 1695100 Cemil Meriç Okuma aşkıyla yanıp tutuşan, fikirleri yılları, yolları aşan yazar Cemil Meriç’in hayat hikayesidir… 644700 Anthony Bourdain Gastronomi dünyasının kötü çocuğu olarak tanıdığımız, ülke ülke, şehir şehir gezmeye doyamayan, yemeği yemek dışında yaşayan Şef Anthony Bourdain’in hayat hikayesidir… 305550 Cahit Zarifoğlu Şiirleriyle kırlarda çiçekler açtıran, her gece uyumadan önce eksik kalmasın diye çocuklara masal kitapları yazmayı ihmal etmeyen güzel adam, Cahit Zarifoğlu’nun hayat hikayesidir… 2100200 Yunus Emre Allah sevgisi ile yazdığı her bir şiir ve yürüdüğü yollarla nefsini terbiye etmesini bilen Aşık Yunus Emre’nin hayat hikayesidir… 1219550 Sylvia Plath Eserleri, acı yüklü hayat hikayesi ile bir arada anılan, yaşamında, şiirlerinde duyduğu tutkuyu ölüme de taşıyan kadın, Sylvia Plath’in hayat hikayesidir… 487250 Edip Cansever Şiiri yazmakla yetinmeyip yaşamayı tercih eden, madalyonun hangi yüzünü çevirse kuzeyini şiir olarak bellemiş şair, Edip Cansever’in hayat hikayesidir... 1425200 Necip Fazıl Kısakürek Bir haşarı çocuktan fikir adamına dönüşen, hayatın tüm lezzetlerini tadıp gökyüzüne uçurduğu uçurtmanın peşinden giden adam, Necip Fazıl Kısakürek’in hayat hikayesidir… 2604650 Jose Mauro de Vasconcelos İçindeki çocukluğu hep canlı tutan yetişkinlerin özel kitabı “Şeker Portakalı” ile tanıdığımız, acının tarifini anlatmanın derdine düşen yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un hayat hikayesidir. 523100 Salih Mirzabeyoğlu 28 Şubat döneminde adından sıkça söz ettiren, kendini benzettiği su kuşu timsali ile bugün sonsuzluğa ulaşan, şair, yazar, mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun hayat hikayesidir. 683150 William Shakespeare Yüzyıllarca zaman öteden kalbimize dokunan cümleleriyle aşkın trajedisini yazan adam, dünyanın en seçkin drama yazarlarından William Shakespeare’in hayat hikayesidir... 3155150 Cemal Safi Birçok şarkıda şiirlerini dinlediğimiz, çocuk ruhunu gök kubbeden yer yüzüne sözcüklerle sallandıran, Aşkın Şairi Cemal Safi’nin hayat hikayesidir. 632450 Orhan Veli Hayatından şiirler yazmak yerine, şiiri yaşamayı tercih eden güzel adam, Orhan Veli’nin hayat hikayesidir. 760300 Ülkü Tamer Modern şiirimizin en büyük ustalarından, güneşi toplamak için şiirler yazan, Şair Ülkü Tamer’in hayat hikayesidir... 611000 Ömer Seyfettin Hikayeciliğin ülkemizdeki temsili ismi, yazar Ömer Seyfettin’in hayat hikayesidir... 896400 Recaizade Mahmud Ekrem Cesareti ile edebiyata yön veren, tüm bilgisini gençliğe akıtan, Şair, Romancı, Tiyatro Yazarı Recaizade Mahmud Ekrem’in hayat hikayesidir. 669500 Anne Frank 16 yıllık hayatına sığdırılmış koca bir savaşın günlüğünü tutan, acının tarifini yaşayarak yapan genç kız, Anne Frank’in hayat hikayesidir... 1631400 Engin Geçtan İnsanın psikolojisini analiz etmiş, mesleğine ve edebiyata eşit mesafede duran adam, Prof. Dr. Engin Geçtan’ın hayat hikayesidir... 410100 Stefan Zweig Nazilerin zulmü karşısında aldığı kararla hayattan vazgeçen, savaşın ortasında verdiği eserlerle tanınan adam, Stefan Zweig’in hayat hikayesidir. 2259450 Nilgün Marmara Slyvia Plath’in yaşam yazgısını kendi alnına kazıyan, 29 yıllık hayatının ardında yazdıklarını bırakıp sessiz çığlığa gömülen kadın, Nilgün Marmara’nın hayat hikayesidir. 2556650 Namık Kemal Her sürgünden sonra bir diğerine hazırlanan cümlelerini dizginleyemeyen, Vatan Yahut Silistre diye yollara düşen adam, Namık Kemal’in hayat hikayesidir. 592850 John Ray Grisham Mahkeme salonlarında yaşananları müthiş bir ciddiyetle kağıdın hamuruna yoğurmuş yazar, John Ray Grisham’ın hayat hikayesidir. 37000 Sabahattin Ali Kürk Mantolu Madonna ile gönlümüze taht kurmuş, daha nice güzel eserin ardından o güzel beyninden çıkanlara darbelerle yaşamı son bulmuş Sabahattin Ali’nin hayat hikayesidir. 5131450 Reşat Nuri Güntekin Aşkı “Çalıkuşu”nun serçe kalbinden kalbimize aktaran, “Dudaktan Kalbe” dökülen her sözcüğüyle içimizi ısıtan Reşat Nuri Güntekin’in hayat hikâyesidir. 574700 Nazım Hikmet Ran Sincap kararlılığında yaşamış, aşık olmuş, şiirler yazmış adam, Nazım Hikmet’in hayat hikâyesidir... 2734700 Tevfik Fikret Yaşadığı dönemin birçok aydınını etkileyen, Servet-i Fünun Edebiyatı’nın öncülerinden yazar, şair Tevfik Fikret’in hayat hikâyesidir. 1056050 Oğuz Atay Sağlığında hak ettiği ilgi ve şöhreti bulamamış, ama “Tutunamayanlar” ile bugünü yakalamış fikriyle geleceği çok önceden görmüş yazar, Oğuz Atay’ın hayat hikâyesidir. 1028050 Ömer Hayyam Aklının yolunu birçok buluştan geçirmiş, buna rağmen en çok rubaîleri ile tanınmış adam Ömer Hayyam’ın hayat hikâyesidir... 2523650 Mevlana Celaleddin Rumi Gönlünü aşkla dolduran, asırlar sonra bile her sözü kulağa küpe olası, Mevlana Celaleddin Rumi’nin hayat hikayesidir. 2367150

genç werther in acıları analiz