🎉 Can Yücel Nazlı Ilıcak Tv Programı
3208. 80'ler Partisi 1 - Trt Müzik 890 izlenme - 7 yıl önce 80li yılların, dünyada ve Türkiye'de öne çıkan, ses getiren, çok sevilen, yerli-yabancı tüm şarkıları 80'ler Partisi adı altında programa alınmış.Klip geçişleri arasında yorum da yapılıyor.Hafif belgesel tadı var.13 Ocak 2014'lü yayındır. 03:16.
Bademler çiçek açtı. 8 Şubat 2020. A. Can Yücel’in mekânı Datça, Badem Çiçeği Festivali ile erken bahara hoş geldin diyor. Muğla’nın bademleriyle ünlü ilçesi Datça, bu hafta
1000Kitapta Ara. Can Yücel. Her Şey
Şiir CAN YÜCELYorum: Nazlı Saraç Orak (Naz'ca)
AlışverişKredisi. İptal ve İade Koşulları. Tüm Satıcılar 15. Gökyokuş-Can Yücel Öztanım Ben bir aşk değirmeniyim Şiirler öğütürüm Ayça Parkı''nda Çocukları havada fır döndürürüm kollarımla Paydostan sonra Donkişot''u görürüm rüyalarımda (Tanıtım Bülteninden) 14.0x20.0. Ciltsiz. 2. Hamur. Çevirmen : -.
CanYücel`in Shakespeare çevirilerinde “Sadakat”. 2006: EREKLİ, Arzu: Medeni ya da Müslüman: Popüler Aşk Romanlarında Feyzâ Olmak. 2006: PELVANOĞLU, Emrah: Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Şiir Eleştirisinde Avrupa Merkezlilik. 2006: TİMUROĞLU BOZKURT, Senem: Esat Mahmut Karakurt’un Roman(s)larında Erkek Kahramanlar. 2006: TUNÇ
Yılında 12 Eylül' programı, bu akşam saat 21:30'da Artıbir TV ekranlarında. Programda en çok yatan siyasi mahkum Tahir Canan, Utanç Müzesi'nde canlı yayında olacak Haber Genel Yayın Yönetmenliği'ni Sedat Bakıcı'nın üstlendiği Artıbir TV, özel yayınlarıyla dikkat çekiyor.
0Cn7dmT. Avukat Ergin Cinmen, Türk Silahlı Kuvvetleri TSK içindeki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sonrası tutuklanan gazeteci - yazar Ahmet Altan, akademisyen kardeşi Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak da dahil 6 kişiye verilen "ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını değerlendirdi. Ağırlaştırılmış müebbet kararının Anayasa Mahkemesinin “hak ihlali” kararına rağmen verildiğinin altını çizen Cinmen, AYM’nin kararlarının uygulanmadığı ülkelerden birinin Türkiye diğerinin ise Azerbaycan olduğunu belirtti. Evrensel'den Meltem Akyol'un haberine göre Altan Kardeşler ve Nazlı Ilıcak dahil 6 kişiye verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası kararını gazetemize değerlendiren Avukat Ergin Cinmen, mahkemenin bu kararı 3’er yazı ve TV programına dayandırarak verdiğini söyledi. “Karşımızda aslında mahkeme yoktu, buna bir mahkeme denmez. Sadece bu cezaları vermek için oraya getirilmiş “üç kişi, bir tane de savcı” vardı” diyen Cinmen, “Bu karar Türkiye’de yargının, en azından bu yaşadığımız bölümünün, tam anlamıyla, iktidarın bürosu haline geldiğini gösteriyor” değerlendirmesinde bulundu. Ağırlaştırılmış müebbet kararının Anayasa Mahkemesinin “hak ihlali” kararına rağmen verildiğinin altını çizen Cinmen, AYM’nin kararlarının uygulanmadığı ülkelerden birinin Türkiye diğerinin ise Azerbaycan olduğunu belirtti. Gazeteci Ahmet Altan, Prof. Dr. Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak’ın da aralarında bulunduğu 6’sı tutuklu 7 kişinin “15 Temmuz darbe girişimine iştirak etmek” iddiasıyla yargılandığı davada karar cuma günü çıktı. Altan kardeşler ve Nazlı Ilıcak dahil 6 tutukluya “Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Davanın tutuksuz tek sanığı Tibet Murat Sanlıman ise beraat etti. Mehmet ve Ahmet Altan’ın Avukatı Ergin Cinmen dava boyunca yaşanan süreci ve kararı gazetemize değerlendirdi. "Mahkeme Anayasa'yı ihlal etti, suç işledi" Kararı beklediklerini söyleyen Avukat Cinmen, “Karşımızda aslında mahkeme yoktu, buna bir mahkeme denmez. Sadece bu cezaları vermek için oraya getirilmiş “üç kişi, bir tane de savcı” vardı denir. Zaten bunun böyle olduğunu Anayasa Mahkemesi gösterdi. Biliyorsunuz Altanlar tutuklandığında biz Anayasa Mahkemesine başvurmuştuk, Anayasa Mahkemesi de hepimizin bildiği gibi OHAL dönemini de kapsayacak şekilde hem ifade özgürlüğü, hem basın özgürlüğü, hem de kişi güvenliği yönünden net bir şekilde ihlal kararı verdi. Bu karar Anayasa’nın 153’üncü maddesi gereğince herkesi yargı da dahil, herkesi bağlayıcı bir karardır. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi bu kararı yok saydı, yani Anayasa dışına çıktı. Ve çok net bir şekilde görevi suistimal suçu işledi” dedi. Deliller 3'er yazı bir TV programı Dosyaya ilişkin de değerlendirmede bulunan Cinmen, “İki müvekkilimiz için de, Nazlı Hanım da bunun içine dahil, işte 3’er tane yazısı, ki bu yazılar daha önceden çıkmış, dava bile açılmamış yazılar, bir de Can Erzincan adlı bir televizyonda gene Nazlı Ilıcak ile Mehmet Altan’ın periyodik olarak yapmış olduğu, Ahmet Altan’ın da o gün itibari ile katıldığı programdaki konuşmalar. Bunlar hiçbir şey ifade etmiyor. Bunlar sadece düşünce açıklamaları, bir siyasi iktidara uyarı. İşte bu kadarlık, başka hiçbir şey yok, bunlar nedeniyle “Cebir ve şiddet yoluyla anayasayı ihlal” suçu teşkil eder dedi mahkeme ve 6 kişiye ağırlaştırılmış müebbet verdi. Bunun içine “cebir ve şiddet”i de koydu, bakalım bunu gerekçeli kararda ne şekilde açıklayacak onu da bekliyoruz” diye konuştu. "Yargı, iktidarın bürosu haline geldi" Avukat Ergin Cinmen devamında şu değerlendirmede bulundu “Türkiye’de yargı bağımsızlığının da ötesinde, Türkiye’de yargı, en azından bu yaşadığımız bölümü tam anlamıyla, iktidarın bürosu haline gelmiş durumda. Ya iktidarın ya da iktidarın bir bölümünün diyebilirim, çünkü AYM gerçekten uygun bir karar verdi ama bu ağır cezaların kararları ortada. Deniz Yücel ve Altanlar ile Ilıcak davasının hukukla hiçbir alakası yok. Ben yıllardan beri avukatlık yapıyorum, Türkiye’nin en sorunlu dönemlerinde de avukatlık yaptım ama bu dönem ayrı bir şekilde gidiyor. Biz hep ifade özgürlüğü kısıtlanıyor falan diyorduk, şimdi ifade özgürlüğünü de aşan, yani niyet ve kişilikler yargılanıyor.” "Savaşta bile kısıtlanmayacak haklar ihlal edildi" Anayasa’nın 25 ve 26’ıncı maddelerine atıfta bulunan Cinmen bu iki maddenin birbirinden farkı olduğunu belirterek şöyle konuştu 25’inci madde “Düşünce hiçbir zaman kısıtlanamaz” ve “Düşünce ve kanaatlerin açığa vurulması mecbur bırakılamaz” diyor ve işte bu hak ortandan kaldırılıyor. Temel hakların bir çekirdeği vardır, temel haklar OHAL durumlarında kısıtlanabilir ama bazı çekirdek haklar kısıtlanamaz. İşte düşünce özgürlüğü savaş ve seferberlik halinde dahi kısıtlanamayacak haklardır. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararını verirken çifte test uyguladı Birinci test “Düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü ihlal edilmiş midir” testi. Bunu uyguladı ve ihlal edildiğine karar verdi. İkincisi ise şu an olağanüstü hal dönemindeyiz, dolaysısıyla OHAL döneminde özgürlüklerin ne şekilde kısıtlanabileceğini gösteren Anayasa’nın 15’inci maddesinin bir ve ikinci fıkralarına göre de test etti ve o test sonucunda da ihlale karar verdi. Yani savaş, seferberlik, OHAL döneminde de kısıtlanamayacak haklar ortadan kaldırıldı, bu çekirdek kırıldı.” "Altan ve Alpay kararı pilot karardı" Anayasa Mahkemesinin kararına bir kez daha vurgu yapan Cinmen, şunları kaydetti “Yani çekirdeğin çekirdeği kırıldı, buraya nüfuz edildi, Anayasa Mahkemesinin kararı böyle diyor. Çok önemli bir karar verdi ve bu kararı Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu verdi. Sayın AYM Başkanı da bundan 6-7 ay önce davaların çok fazlalaştığını bu nedenle üç ayrı duruma temas eder emsal kararlar verileceğini, pilot kararlar verileceğini söyledi. Bu pilot kararlardan bir tanesi Mehmet Altan kararıydı ve bunu genel kurul kararı verdi, daire kararı değil. Bir tepki ile karşılaşacağını hesaplayarak herhalde oraya gönderildi ki bütün mahkemeleri bağlasın. Buna rağmen düşman hukukunu mahkeme uygulayarak bu kararı verdi. Bakın orada 3 kişi daha yargılanıyor onlar da ağırlaştırılmış müebbet aldı. Hep bilinen şahsiyetler olduğu için Altanlar ve Nazlı Ilıcak deniyor ama bir de bilinmeyen, Zaman gazetesinden 3 kişi daha var, yani tam bir kıyım yaptı mahkeme, düşman hukuku uyguladı, bunun adı budur." Türkiye’de iç hukuk sürecinin devam ettiğini belirten Cinmen, karara istinaf mahkemesinde itiraz edeceklerini söyledi. "Bu hukuksuzluk sürdürülebilir değil" Türkiye’de hukukun tamamen askıya alındığının altını çizen Cinmen, “Hukuk tam anlamıyla askıya alınmış durumda, askıdan inecek mi bilemiyorum ama şu süreçte Türkiye’de hukuk uygulanmıyor, bu davalarda hukuk uygulanmıyor, demokratik bir ülkede ve anayasal OHAL ilan edilmiş bir ülkede, çünkü yukarıda anlattım, OHAL hukuksuzluk dönemi değildir, hukukun uygulanmadığı bir dönemi yaşıyoruz, bunu söylerken AYM böyle bir karar veriyor. Yani gelgitler içinde yaşanan bir süreç bu. Durum bu dileriz bu kötü dönem fazla uzamaz, çünkü sürdürülebilir değil bu” diye konuştu.
Can Yücel d. 1926 - ö. 12 Ağustos 1999, dünyaca tanınan modern Türk şair. Kullandığı kaba ama samimi dil ile Türk şiirinde farklı bir tarz yaratmıştır Can Yücel, 1926'da İstanbul'da doğdu. Eski Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğludur. 1943 yılında, yakın dostu Gazi Yaşargil ile birlikte yurtdışı eğitim bursu kazandığı halde, babası, dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel'in " Bakan, kendi oğluna torpil yaptı derler" diyerek engellemesi nedeniyle yurtdışına gidemedi. Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu. Çeşitli elçiliklerde çevirmenlik, Londra’da BBC’nin Türkçe bölümünde spikerlik yaptı. Askerliğini Kore’de yaptı. 1958’de Türkiye’ye döndükten sonra bir süre Bodrum ve Marmaris'te turist rehberi olarak çalıştı. Ardından bağımsız çevirmen ve şair olarak yaşamını İstanbul’da sürdürdü. 1956 yılında Güler Yücel ile evlendi. Bu evlilikten iki kızı Güzel ve Su ve bir oğlu Hasan oldu. Son yıllarında Eski Datça’ya yerleşti ve her hafta Leman, her ay Öküz dergilerinde yazıları ve şiirleri yayımlandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e hakaretten yargılanan Yücel, 18 Nisan seçimlerinde ÖDP`nin İzmir 1. sıra milletvekili adayı oldu. 12 Ağustos 1999 gecesi ölen şair, çok sevdiği günebakan çiçekleriyle uğurlanarak Datça'ya gömüldü. Can Yücel, 1945-1965 yılları arasında `Yenilikler`, `Beraber`, `Seçilmiş Hikayeler`, `Dost`, `Sosyal Adalet`, `Şiir Sanatı`, `Dönem`,`Ant`, `İmece` ve `Papirüs` adlı dergilerde yazdı. Daha sonraları `Yeni Dergi`, Birikim`, `Sanat Emeği`, `Yazko Edebiyat` ve `Yeni Düşün` dergilerinde yayımladığı şiir, yazı ve çeviri şiirleri ile tanınan Yücel, 1965`ten sonra siyasal konularda da ürün verdi. 12 Mart 1971 döneminde Che Guevara ve Mao'dan çeviriler yaptığı gerekçesiyle 15 yıl hapse mahkûm oldu. 1974’de çıkarılan genel afla dışarı çıktı. Dışarı çıkışının ardından hapiste yazdığı Bir Siyasinin Şiirleri adlı kitabını yayımladı. 12 Eylül 1980 sonrasında müstehcen olduğu iddiasıyla "Rengahenk" adlı kitabı toplatıldı. 1962'de İngiltere'deyken, 1709 yılından kalma, Latin harfleriyle taş baskısı olarak basılmış bir Türkçe dilbilgisi kitabı bulması geniş yankı uyandırdı. Şiirlerinde argo ve müstehcen sözlere çok sık yer veren, bu nedenle zaman zaman dikkatleri üzerine çekip koğuşturmaya uğrayan Yücel, ilk şiirlerini 1950 yılında `Yazma` adlı kitapta toplamıştır. Can Yücel, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde, yalın dili ve buluşları ile dikkati çekti. Can Yücel'in ilham kaynakları ve şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, olaylar, kavramlar, heyecanlar, duyumlar ve duygulardır. Şiirlerinin çoğunda sevdiği insanlar vardır. 'Maaile' şairin kitaplarından birine koyduğu bir ad. Can Yücel için ailesi çok önemlidir eşi, çocukları torunları, babası.. Bu insanlarla olan sevgi dolu yaşamı şiirlerine yansımıştır. 'Küçük Kızım Su'ya', 'Güzel'e', 'Yeni Hasan'a Yolluk', 'Hayatta Ben En çok Babamı Sevdim' bu sevgi şiirlerinden bazılarıdır. Can Yücel ayrıca Lorca, Shakespeare, Brecht gibi ünlü yazarların oyunlarından çeviriler yaptı. Shakespeare çevirileri Hamlet, Fırtına, Bir Yaz Gecesi Rüyası aslına tam olarak bağlı kalmasa da son derece başarılıdır. Shakespeare'in ünlü 'to be or not to be' sözünü 'bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin' şeklinde Türkçeleştirmiştir. 1959'da ilk baskısı yayımlanan 'Her Boydan' adlı kitabında dünya şairlerinin şiirlerini serbest ama çok başarılı bir biçimde Türkçeye çevirmiştir. ESERLERİYazma 1950 Her Boydan 1959, Çeviri Şiirler Sevgi Duvarı 1973 Bağlanmayacaksın Bir Siyasinin Şiirleri 1974 Ölüm ve Oğlum 1976 Şiir Alayı 1981, ilk dört şiir kitabı Rengâhenk 1982 Gökyokuş 1984 Beşibiyerde 1985, ilk beş şiir kitabı Canfeda 1985 Çok Bi Çocuk 1988 Kısa Devre 1990 Kuzgunun Yavrusu 1990 Gece Vardiyası Albümü 1991 Güle Güle-Seslerin Sessizliği 1993 Gezintiler 1994 Maaile 1995 Seke Seke 1997 Alavara 1999 Mekânım Datça Olsun 1999 En Uzak Mesafe Benim Adım Firuzansa Ne Olayım Cazcı firuzan 1997 Hotuhların dramı Bilmelisin ki Biraz alıştım Kadın dediğin Bördübet'ten Sedir Adası'na
AKGÜN AKOVA Haziran 2009’da, Moskova’daki Novodeviçi Mezarlığı’nda Nâzım Hikmet’i anmak için toplanmıştık. Şairi sevenlerin karşısında konuşma yapacak konuklardan biriydim. Nâzım gibi büyük bir söz ustası hakkında, hem de onun ve Vera’nın baş ucunda konuşmak da kolay iş değildi. Beni orada bu güzel yükten Can Yücel’in torunu Alibey’in ninesine sorduğu soru kurtarmıştı. Yanlış anımsamıyorsam sözlerime şöyle başlamıştım "Can Yücel toprağa verildiğinde torunu Alibey, 'Dedemi nereye ektiniz?' diye sormuş. Ne kadar doğru bir soru bu! Böylesine dev şairler gömülmezler, ekilirler. Hem de öyle bir ekilirler ki, kökleri dünyanın dört bir yanına yayılır, başka başka yerlerde yeniden ve yeniden yeryüzüne çıkarlar.” Öyle oldu, Nâzım da, Can Yücel de kök saldılar dilimize, şiir bahçemize, insanlığımıza. Haksızlığa kafa tuta tuta, şiirin özsuyunu sıka sıka, deli dolu akan söz nehirleri yarattılar. Sosyalist bir gün doğumuydu Can Yücel. İflah olmaz bir şiir çağlayanıydı. Bir küfürle bir şiiri başlatabilir, başka bir küfürle bir kavgayı bitirebilirdi. Şiirlerinin açılış kurdelesi, her zaman eşi Güler Hanım’ın kulağının içinde kesilirdi. Sonrasında güneş birdirbir oynardı Can Yücel’in sırtında gün boyu, yeni dizelerin peşine takılana kadar. Ele avuca sığmayan, baskıya kafa tutmaktan hiç mi hiç çekinmeyen Can Yücel 1989’dan başlayarak son yıllarını Datça’yla kucak kucağa geçirdi. Yarımadanın “iki metreden su çıkan nemli toprağı”nı sevdi. Bütün seslerini kulağına yatırdı. Gugukçular, ağustos böcekleri, köpekler, inekler havlaya böğüre bir caz orkestrasına dönüştüler. Çayır Çimen Bahçesi’nin müzisyenleri oldular! Bu coğrafya onun şiirlerine melisa dalına konan serçeyle, buharlaşan adaçaylarıyla, birdirbir oynayan güneşle, “sabahın hıçkırıkları” dediği kumrularla, tangoya benzettiği bahçeyle, göbeklerinde bir damla ateş gördüğü mum çiçekleriyle girdi. Girdi ve çıkmadı. Doğanın kapılarını sonuna kadar açarak bu yarımadayı edebiyat meraklılarına da sevdirdi, üstelik çaktırmadan “tabiat bilgisi” dersi vere vere “Açtım ki gözlerimi sabah olmuş Datça’dayım / Ergen ışıklarla karşımda erguvana kesmiş / Gocadağ / Tüm engebesiyle yanıyor o koskoca kaya / Dağkeçileri düzlere kaçmış olmalı” DATÇA’NIN KEÇİ YOLLARI Ben Can Yücel’in şiirlerini okudukça Datça’nın keçi yollarına, ıssız büklerine vurdum kendimi. Bakmak için, kim bilir nerede karşıma çıkacak bu delifişek şair! Bu ölmez adam Datça’ya yirmi yıl önce ekildiğine göre, katırtırnaklarıyla, kaparilerle, gelinciklerle boy vermiştir diye geçirdim içimden. Öyle bir söz fırlamasıdır ki o, uçuyordur mutlaka bir yerlerde! Uçuyordur mehtapta Kızlan’daki yel değirmenleriyle, Alavara’daki doludizgin yaban eşekleriyle, burunlarla, koylarla, büklerle… Belki emekli fener bekçisiyle laflıyorlardır Tekir Burnu’nun rüzgarlarından, rakılarını yudumlayarak. Öyle dolaştım mutluluğun yarımadasını. Göremedim kendisini ama her yerde sesini, fısıltılarını duydum! Sonra Knidos yolu üzerinde denizi anadan üryan gören bir kayanın üzerinde oturup dizeler düşürdüm onun için “Can Yücel uyandığında / martılar şişeleri çıkarırlar sudan, içleri dalgalarla dolu / martı dediğin ne ki, sokak çocukları denizin / deniz dediğin ne ki, şiirin sofrasında bi’ avuç tuz / Can Yücel dediğin ne ki, kopan ipten düşmeyen cambaz / gıllıgışlı bi’ kız sevdirir ağzı bozuk bir adama / yuvalarını bi’ kırlangıca yaptırır bi’ nar kabuğunun içine / Güler çoktan toplamış olur papatyaları kırdan / papatyalar aşka gelip ayaklanmış olur öğleye kadar…” Can Yücel’in “Safkan bir av köpeği / Yunan’dan kalma bir tazı / Denizin içine kıvrılmış yatıyor güneşte / Bu güzelim yarımada” dediği Datça’da hangi büke varırsanız varın, kendinizi denize atasınız gelir. Bir an tereddüt edecek olsanız, Can Yücel’in sesi duyulur “Haydi koş dal git denize be çocuk!” Deli zeytinler, orkideler, sandal ağaçları, değirmenlere yuva yapan gökkuzgunlar ve Mavi Yolculuk tekneleri de çoğaltırlar şairin sesini. Akdeniz’in ışığının yolu onun şiirlerinde “limona, badem ağ’cına, yeni çapalanmış toprağa” düşer. “Rüzgarın yolları köpeklerin, ineklerin, inen kazmaların sesine varır taş damların üstünden sekerek. Güneşin parmakları Gocadağ’a sarılır. Simi adası yapraklanan gölgesiyle uzakta”dır, çok iyi seçilmez. Ama benim gördüğüm şudur, Datça’da her Can Yücel şiiri okunduğunda, şairin haritadaki şekline bakıp zürafa boynuna benzettiği yarımada şöyle bir kımıldanır, bir yanında Ege bir yanında Akdeniz. Bütün bunları düşüne düşüne, Knidos’ta deniz fenerine giden kekik kokulu yolu yürürken arada bir durup ben de yeni dizeler yazarım Can Yücel için “Can Yücel uyandığında /gümüşten bi’ tüy dikip manzaraya çoktan çekip gitmiş olur Ay / sabah akşamın işine karışır / bi’ sarnıç gemisi alev alır / namlusuna kiraz çekirdekleri sürer Fethi Bey bahar dolayısıyla / şakağına şakağına dayar tabağını Rakı Fabrikası’nın / Anadolu’nun uzak zürafası Datça’da / bahar dolayısıyla balayına çıkar badem ağaçları / bi’ şenlik ateşidir çünkü güneş Can Yücel uyandığında” İşte o zaman bir fısıltı değil davudi bir ses yükselir antik limandan Kriyo’nun tepelerine doğru “Sabah kalkıp kapıları açıyorum / Bütün herkes geliyor / Serçeler kumrular İsa çiçekleri / Bulutları çağırıyorum geliyorlar / Gökyüzü çok fena mavi” Ben de Can Yücel’in sesinin beni götürdüğü yere doğru tornistan eder, evinin bulunduğu Eski Datça’ya giderim. Begonviller, sarmaşıklar, duvar üstünde pinekleyen kediler beni karşılar. Muhtar Orhan’ın Kahvesi’nde Can Yücel ile dolu anılarla saatler geçirir, şiirlerindeki Datçalılarla karşılaşmanın mutluluğunu yaşarım. Bir onlar anlatır, bir ben anlatırım. Sonra kalkar, Can Yücel Sokağı’nın tabelası önünde şiir okuyan, fotoğraf çektiren gençlere gülümser, şairin evine varırım. Kapıyı çalar, Güler adlı şiir tanrıçasının kapıyı açmasını beklerim. Beklerken de duvarları aşan begonvillerin yaprakları arasından Can Yücel’in şiir okuyan sesini duyar, “Bakın işte dememiş miydim size, ölmemiş o! Hayatın tadını gizli gizli çıkarmayı sürdürüyormuş!” diye heyecanla söylenirim. Can Yücel de karşılığını vermeden durur mu “Çocukluktan sonrası boştur, bir aşk / İki aşk, üç şiir / Gerisi bihoş / Bir çavlandır hayat / İçinde iki kez yıkanabilirsen eğer.” Derken kapı açılır, sonrası günebakan yağmuru…
İzmir Büyükşehir Belediyesi, şiirleriyle olduğu kadar muzip, sert, dik ve duyarlı tavırlarıyla da hafızalara kazınan ünlü şair Can Yücel'i ölümünün 13. yıldönümünde, uzun süre unutulmayacak bir gösteriyle anacak. Bornova Aşık Veysel Rekreasyon Alanı'nda 12 Ağustos 2012 Pazar günü sahnelenecek olan 'Can' adlı tek kişilik tiyatro oyunu İzmirliler ücretsiz olarak izleyebilecek. Türk edebiyatının en önemli kalemlerinden olan Can Yücel'in kendi şiirlerinden Genco Erkal tarafından uyarlanan hayat öyküsünü, sanatseverlerle 'Tiyatro Kumpanyası' buluşturacak. Kemal Kocatürk'ün hem oynayıp hem de yöneteceği oyunun müziklerini Ayça Kocatürk yaptı. Oyunda, Türk resminin desen virtüözlerinden biri olarak kabul edilen ressam Mehmet Güleryüz'ün 'Can' için hazırladığı video-desenler de rol alacak. Oyunun çevre düzeni Sırrı Topraktepe'ye, ışık düzeni ise Aslı Atasoy'a ait. Oyunu izleyenler bir yandan Can Yücel'in kendi şiirlerinden hayat öyküsüyle yeniden 'can' bulmasına tanık olacak, diğer yandan Yücel'in izini doğumundan Adana cezaevi yıllarına, Kuzguncuk'tan Datça'ya, kah gülerek, kah ağlayarak sürerken ülkenin son 40 yılına da Can Yücel'in gözünden bir bakış atacak. İzmir Büyükşehir Belediyesi Can Yücel Bornova Kültür Sanat Haberler
Yayın akışlarını detaylı olarak görmek istediğiniz kanalı tıklayın. Geçmiş YayınYayında ŞuanGelecek Yayın MASUMLAR APARTMANI1155-1520 GÖNÜL DAĞI1520-1900 ANA HABER1900-1955 İDDİALARIN AKSİNE1955-2000 KARA TAHTA2000-2345 CANIM ANNEM1430-1545 DOYA DOYA MODA1545-2000 MASTERCHEF TÜRKİYE2000-0015 CANIM ANNEM0015-0115 DOYA DOYA MODA0115-0315 ASLI HÜNEL İLE GELİN EVİ1215-1500 KUZEY YILDIZI İLK AŞK1500-1825 SHOW ANA HABER1825-2000 GÜLDÜR GÜLDÜR SHOW2000-2245 GÜLDÜRME BENİ2245-0130 BAŞ TACIM1340-1530 DÜŞMAN BAŞINA1530-1800 KANAL 7 HABER SAATİ1800-1900 YEMİN1900-2115 DİRİLİŞ ERTUĞRUL2115-2315 YAPRAK DÖKÜMÜ1300-1530 AŞK-I MEMNU1530-1900 KANAL D ANA HABER1900-2000 SEVERSİN2000-0015 BORÇ HARÇ0015-0315 YÜKSEK SOSYETE / TKR0945-1245 ERKENCİ KUŞ / TKR1245-1600 KİRALIK AŞK / TKR1600-1845 STAR HABER1845-2000 KURYE2000-2200 SEN ÇAL KAPIMI - TEKRAR1052-1300 KADİR EZİLDİ İLE...1300-1600 ESRA EZMECİ İLE KARŞI KARŞIYA1600-1900 FOX ANA HABER1900-2000 CELAL İLE CEREN2000-2230 HAVA DURUMU1455-1500 HABER AJANDASI1500-1555 HAVA DURUMU1555-1600 GÜNÜN İÇİNDEN1600-1655 HAVA DURUMU1655-1700 GÜNDEM1200-1400 BUGÜN1400-1600 GÜNLÜK1600-1800 ANA HABER1800-2045 AKIL ÇEMBERİ2045-0100 HABER BÜLTENİ1400-1500 HT 3601500-1645 SPOR BÜLTENİ1645-1700 HABER BÜLTENİ1700-1900 ANA HABER BÜLTENİ1900-2030 5. İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLAR...1325-1530 5. İSLAMİ DAYANIŞMA OYUNLAR...1530-1630 GÜNDEM FUTBOL TRANSFER1630-1730 2023 CEV AVRUPA ERKEKLER VO...1730-1900 SPOR MERKEZİ1900-2100 PREMIER LEAGUE MAÇ ÖZETLERİ1500-1530 BUNDESLIGA MAÇ ÖZETLERİ1530-1600 HABER1600-1630 EFL CHAMPIONSHIP MAÇ ÖZETLERİ1630-1700 LIGUE 1 MAÇ ÖZETLERİ1700-1730 HAYALİMDEKİ KUMSAL EVİ1430-1530 GIADA İLE YAZ SOFRALARI1530-1630 SU GİBİ EVLER1630-1730 KUMSALDA KELEPİR AVI1730-1800 KUMSALDA KELEPİR AVI1800-1830 BEN BUNU YERİM!1510-1540 PİZZA USTALARI1540-1605 ATEŞ VE YEMEK1605-1635 YOLDA NE YİYORUZ?1635-1700 YOLDA NE YİYORUZ?1700-1730 SIFIR ATIK1430-1505 FORMÜLSÜZ HAYAT1505-1555 İNSANLAR VE İNANÇLAR1555-1625 BİR AŞ HİKAYESİ1625-1705 EŞYANIN SERÜVENİ1705-1730 İMPALA GÜNLÜKLERİ1500-1530 PEDALLA1530-1600 FOTOĞRAFIN DOĞASI1600-1630 TACTİCAL CUP1630-1700 SÜREK AVCILARI1700-1800 ÇİZGİ FİLM "PIRIL"1515-1530 ÇİZGİ FİLM "RAFADAN TAYFA"1530-1600 ÇİZGİ FİLM "Z TAKIMI"1600-1625 ÇİZGİ FİLM "NASREDDİN HOCA ...1625-1650 ÇİZGİ FİLM "İBİ"1650-1715 GRIZZY VE LEMMINGLER1500-1530 GRIZZY VE LEMMINGLER1530-1600 BARBIE İKİMİZ1600-1630 PATRON BEBEK YİNE İŞ BAŞINDA1630-1700 SEVİMLİ KAHRAMANLAR HİKAYELER1700-1730 HABER CANLI1400-1415 FENERBAHÇE - SLOVACKO1415-1615 HABER CANLI1615-1630 TARİHTE BUGÜN1630-1645 FENERBAHÇE YOUTUBE1645-1700 GÜN ORTASI1400-1500 FT ANTALYASPOR - GALATASARAY1500-1700 HABER1700-1730 DÜNYANIN SPORU1730-1800 SARI MI? KIRMIZI MI?1800-1830 YARIŞ ZAMANI1200-1345 GÜNÜN YARIŞLARI1345-2200 DÜRBÜNDEN YANSIYANLAR2200- - - SPOR1520-1530 ORTAK GELECEK1530-1555 HAVA DURUMU1555-1600 GÜNÜN İÇİNDEN1600-1625 PARANIN NABZI1625-1630 PİYASA HATTI1400-1500 AKILLI PARA1500-1600 FİNANS MERKEZİ1600-1700 KAPANIŞA DOĞRU1700-1745 GÜNDEN KALANLAR1745-1900 GÜN ORTASI1340-1400 GÜNÜN İÇİNDEN1400-1600 GÜNDEM1600-1630 SPOR BÜLTENİ1630-1645 TUNA ÖZTUNÇ İLE DÜNYADA BUGÜN1645-1800 GÜNÜN NABZI1500-1545 SPOR1545-1600 GÜNÜN NABZI1600-1700 GÜNÜN NABZI1700-1800 GÜNÜN NABZI1800-1900 ÖĞLE AJANSI1300-1500 ŞEHR-İ MUHARREM1500-1600 AKŞAMA DOĞRU1600-1830 ÜLKE ANA HABER1830-2000 HABER SERVİSİ2000-2200 TÜRK SİNEMASI1330-1530 GÖKYÜZÜNDEN [TEKRAR]1530-1600 AİLELER YARIŞIYOR [TEKRAR]1600-1730 TÜRK SİNEMASI1730-1900 BEN BİLİRİM1900-2100 BİLGİNİZ OLSUN1345-1445 AŞK VE GURUR1445-1615 MÜDÜR MÜDÜR MÜDÜR1615-1800 ALL THE GOALS1800-1830 KLASİKLER1830-1900 KALK GİDELİM1300-1545 BELMA BELEN'LE GEZİYORUZ1545-1645 KURTLAR VADİSİ PUSU1645-1830 BEYAZ ANA HABER [CANLI]1830-1930 KURŞUN1930-2115 HABER BÜLTENİ1330-1500 HABER BÜLTENİ1500-1800 ANA HABER BÜLTENİ1800-2000 EŞİT AĞIRLIK2000-2230 HABER BÜLTENİ2230-2245 YAŞANABİLİR DÜNYA1500-1530 SPOR EKONOMİSİ1530-1600 KÜRESEL BAKIŞ1600-1630 GÜN SONU1630-1735 STÜDYO HAMBURG1735-1800 GÜNDÜZ1400-1545 SPOR1545-1600 HABER MERKEZİ1600-1745 SPOR1745-1800 DÜNYA GÜNDEMİ1800-1900 KAHVE MOLASI1235-1300 MODERATÖR1300-1600 MODERATÖR1600-1800 AKŞAM HABERLERİ1800-2000 BRİFİNG SAATİ2000-2045 ARA NAĞME1445-1500 MUKABELE1500-1600 GÖNÜL SOFRASI1600-1645 BİR HADİS BİR YORUM1645-1700 MİNİK SEYYAH1700-1730 OKUYORUM YAZIYORUM1430-1530 İNGİLİZCE-41530-1600 TÜRKÇE-11600-1630 TÜRKÇE-21630-1700 TÜRKÇE-31700-1730 NEDİR, NASIL OYNANIR?1520-1530 İNGİLİZCE-71530-1600 OLAY YERİ İNSAN VUCUDU1600-1630 OLAY YERİ İNSAN VÜCUDU1630-1700 TOZKOPARAN1700-1830 TEFSİR-111500-1530 HİTABET VE MESLEKİ UYGULAMA 111530-1630 MATEMATİK-9 [TEKRAR]1630-1700 YABANCI ÖĞRENCİLER İÇİN TÜRKÇE1700-1730 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI-101730-1830 MUCİZE1330-1400 FINEAS VE FÖRB1400- - - - UÇANKUŞ TV2200-2300 UÇANKUŞ TV2300- - - - GÜN İZİ1300-1500 ANKARA SAATİ1500-1600 YAKINDAN BAKINCA1600-1800 AKŞAM HABERLERİ1800-1930 ANA HABER1930-2100 SİYAH BEYAZ AŞK1300-1515 GÜNEŞİ BEKLERKEN1515-1800 AKASYA DURAĞI1800-1945 ARKA SOKAKLAR1945-2215 YALAN DÜNYA 2215-0000
can yücel nazlı ılıcak tv programı